DİPÇE :
28 yıllık yaşamının son on yılını yakalandığı pott hastalığı nedeniyle yatağa bağlı geçiren yazar, 18 yıllık çocukluk ve ergenlik günlerindeki anılarına yaslanarak edindiği dış dünya birikimi ile bir odaya sığdırılmış 10 yıllık iç dünyasını harmanlayarak yeni bir dünya yaratır.
Hastalığın tesiri ilaçların etkisi ve ağrılarıyla kuşatılmış on yıllık bu dünya rüya ve kabusun sınırlarında dolaşırken nesnelerin çağrışımıyla imgesel bir bütünlüğe ulaşır.
Çocukluğundan ve cinselliği tatmaya başladığı anlardan süzülen nesneler halüsinasyon dünyasında nostaljik bir değer kazanır öyle ki zamanla insanları da nesneleştirir. Clara ve Edda cinsel dürtülerinde farklı nesnelerle bütünleşerek gerçek ya da gerçekdışılık içinde bir zaman diliminin bütününü kaplar. Ya da babasının elinde tuttuğu bir ateşölçerin zaman belirteci olduğu gibi...
Bu kitabı Bretton'un Nadja'sından ayıran kırılgan bir duygu vardır. Nadja'nın delilik halinin içinde büyüyen umudun yerini, tükenmekte olan gerçek bir bedenin ve kat'i olan ölümün ayak sesleri alır. Dolayısıyla gerçeği bilen okur bu depresif metinde tutsak kalır zira içindeki gerçekdışılık çoktan kanamaya başlamıştır.
Anlatıcı, "Yaşadığım krizlerin doğru bir tanımını yapmaya çalışıyorum ama bulabildiğim tek şey imgeler." diye anlatır en gerçek anında.
Çok dikkatli bir okumayla dahi rüya ve rüya dışı zamanın anılarla mı sanrılarla mı çevrelendiğini ayırt etmenin zorluğunu yatıştıran şiirsel üslubuna rağmen gerçekdışılıkta hüzün olarak adlandırabileceğim metnin birçok yerinde anlatıcı ile tozlanmış nesnelerin zihnimdeki çağrışımlarında dolaştığımı fark ettim.
Kitabı kapattıktan sonra da bazı nesnelerle hesaplaşmam devam edeceğe benziyor.