Biz hep okuyoruz ama hep unutuyoruz. Bu yüzden aktif okuyucu olmaya muhtacız. Okumak dirilmektir. Okumak diriltmektir. Okumak oluşmaktır. Okumak seçimdir. Okumak düşünceyi yönetmektir. Okumak düşünceyi yöneltmektir. Okumak yüklenmektir. Siyeri kaç kişiden diledik kim bilir... Kaç yazardan okuduk... Dinlemeyi sevmiyoruz genel olarak. Biz hep birine verilecek cevabımızı tarta tarta dinleriz kişileri, konuşma sırası bekleyerek. Okumayı da sevmiyoruz. Bireysel eylemler zaman kaybı gibi geliyor o yüzden kitap okumak bir görev değil bir hobidir bizde. Üstelik hobi yüzdelik diliminde de çok yer kaplamaz argelerde. Dil alışkanlığıdır “boş zamanlarımda kitap okuyorum” lafzı. Neden okumak eylemini kurcalayarak başladım. Şöyle ki, kur’an peygamberlerin siyer tarihinde insanın öğüt alacağı yerleri insana öğretir. Peygamberlere de siz sadece uyarıcısınız, kimsenin vekili değilsiniz der. Siyer bunun teferruatını adım adım bizlere anlatır. Hiç uğramasak bile senede bir defa Ramazan ayında muhakkak siyerle bir ekranda ya da ortamda karşılaşırız. Her şeyi ilk defa duymuş gibi dinleriz sadece söylemen virdler olarak anlık hüzün ile geçiştiririz. Sonra unuturuz gideriz. İskender Pala bize divanı sevdirdiği gibi yine divan penceresinden bakarak anlatıyor “Gül”ün Gül bahçesini. Divan edebiyatında en çok işlenen ve en çok sevilen konunun beyitlerini vererek anlatıyor. Keyifli bir çalışma olmuş. Severek okudum. Şiir okur gibi aktı gitti. Siyeri yüzyıllar önce içine işlemiş şairlerin dizleri ile hem tarih hem edebiyat tadında okumak isteyenler için çok verimli bir çalışma. Okumanızı tavsiye ederim. Her daim okunması gereken unutmaya ket vuracak eserlere sarılmalıyız. Keyifli okumalar!

Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 202010,5bin okunma

·

184 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sevgi