Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

243 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitaba içeriğini bilmeden, sadece adının verdiği ipucuyla başladım. O nedenle başlangıç kısımları (uzunca bir süre) şaşırttı beni. Bir kumarbazın yaşamını görmeyi beklerken, kendimi ilk önce bir aşk hikayesinin içinde buldum. Şu sıra da canım o kadar aşk görmek istemiyordu ki. Ancak yine de öylesine yoğun hissedilen bir tutku olması sonra hoşuma gitti, belliydi bir şeyler çıkacaktı altından. "Kumarbazı" tek karakter üzerinden anlatacağını düşündüğüm için büyükanne karakterinin gelişi ve rulet oynamaya başlaması benim için beklenmedikti. Bir an acaba ana karakter büyükanne mi diye düşündüm... Ki değildi elbette ama baya bir renk kattığı kesin. Aklı başında görünen birine göre bile (ki benim favori karakterlerimdendi) kumara olan ilgisi herkesin sahip olduğu zaaflara onun da sahip olduğunu ve insanın nasıl kendini kaybedebileceğini gösteriyordu. Kitabı okuduğum süre boyunca çok etkilenmedim açıkçası, ben en çok bitişini sevdim. Sanırım insanlar da sonunu sevmemiş, aceleci belki de bir parça yetersiz bulmuş. Oysa bence biterken ve bitişiyle anlam kazanıyordu hikaye. Kazanma istediği ve hırsının insanı nasıl ele geçirdiğini, her şeyin, kişinin sahip olduğu her değerin nasıl da önemini yitirebileceğini gösteriyordu. Aşk mı? Bir kenara bırakılabiliyordu, oysa nasıl da tutkuyla seviyordu değil mi? Ta ki hırs, kazanma arzusu ve bir de parayla buluşana kadar. Gelecek idealleri, bir hayata sahip olmak hiç önemli değildi, yani artık değildi. Önemli olan en sonunda para bile değildi. İnsanın saf doyumsuzluğuydu, kazanma hissine, zafere karşı bir doyumsuzluk. Bir lirayla bin liranın farkının kalmamasıydı, çünkü hepsi aynı uğurda harcanacak, kişinin kendi ömrüyle birlikte kaybedilecekti.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · İletişim Yayıncılık · 202069,2bin okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.