Efsun’lu bir hikaye. Fantastik gibi görünse de gerçekleri yüzümüze vurmaya, rahatsız etmeye devam ediyor Mine Söğüt. Yanı başımızdaki görmediklerimiz, tükürdüklerimiz, yutkunamadıklarımız, sürünenlerin, yok sayılanların, tepeden bakınılanların gözünden gizemli bir o kadar da gerçek bir dünya. Bilip bilmemeyi seçtiğimiz, bağlantı kurmaktan kaçtığımız; dışarıda bıraktıklarımız. Korkularımız, tercihlerimiz, önyargılarımız, hatalarımız, yalanlarımız, sorgulamaktan kaçtıklarımız, çıkmazlarımız. “Hangi seçim kendimizin, ben olmamız mümkün mü, neyi ne için istiyoruz, kimiz biz, kendimize dürüst müyüz?” soruları gibi bir çok sosyolojik, psikolojik, felsefik açıdan yaklaşıyor. İyi ki varsın, iyi ki yazmışsın Mine Söğüt.