Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Öncelikle bu kitabı bana hediye ettiği için teşekkürlerimi sunarım https://1000kitap.com/ayay/Duvar/ hanımefendiye. Ama bu bir hediye diye incelememi ballandıra ballandıra anlatacak değilim.:)) Kim olursa olsun. Zaten herkes böyle yapar. Ve nasıl ki Ayşe Hanım eserini özgürce yazmışsa bende incelememi özgürce yapacağım. Ve böyle olması gerekir zaten. Eserimiz çocuk istismarının Dünya genelinde nasıl bir boyuta ulaştığını ve biz insanların ise bu konuda hem duyarsız hem habersiz olduğumuzu anlatıyor. Konumuz, Danimarka'da yaşayan bir ailenin erkek çocuğu olan Emil'in hayattaki çektikleri sıkıntıları ve ileriki yıllarda bir psikolog ile konuşmasını anlatıyor. Emil, babasını kaybetmenin hüznü ile annesi ile yapayalnız kalır. Annemiz Layla ise hayatın normal düzene geri dönmesiyle eski dostu Pakistanlı Ahmed ile evlenir. Her ne kadar Emil, anneannesi ve büyükbabası buna karşı çıksada. İlk başlarda mutlu bir hayat sürmeyi umut eden annesi, çocuğunun birden değiştiğini farkeder. Çünkü Baba(üvey) Ahmed çocuğa gizli gizli eziyet etmektedir.Kendi dini inanışlarını çocuğun yapmasını da ister. Anne ise bundan bihaber. Bundan sonraki birtakım olayların neticesinde ise çocuğun bir tarikata verilmesini aile çifti uygun bulur. Korkunç yıllar ise tarikata yazıldıktan sonra başlar. Annenin umursamazlığı, evden ayrı kalmanın acısı Emil'i psikolojik sorunlara sevk eder. Tarikat Emil'i düzelteceği yerde, dahada karanlığa sürükler. Oradaki sapkın bir inanışla Emil bazı kişilerle(ihvan) cinsel istismara uğrar. Çocuğun az bir ışıkla hayata tutunmuş iken aniden olan bu olay, ışığın tamamen yok olmasına neden olur. Çocuğumuz Emil bu zindan gibi hayattan acaba kurtulacak mı?Annesi hatasını anlayıp çocuğuna sahip çıkacak mı? Ve tüm insanlık acaba değişecek mi? Bunu eseri okudukça öğreneceğiz. Yazarımıza gelecek olursak; çocuklarla ilgili temayı bize güzel yansıtıyor.Bir kaç eksik veya hatayla. Buna az sonra değineceğim. Evet çocuklarımızı tarikatlara neden göndeririz?Allah'ı severken Şeyh ve tarikatlara neden ihtiyaç duyuyoruz?Sevgi onlarsız olmuyor mu? Evet birde yeni hatırladım. Eserde şu geçiyor ki Ayşe Hanım'a kesinlikle katılıyorum: Tövbe almak konusu. Bu uygulama Menzilciler tarikatında var diye biliyorum. Ama eserde geneli için konuşuluyor tabii. Şimdi nedir efendim bu tövbe almak. Günah işlemişsin. Eee. Şimdi gidiyon bir şeyhin yanına. Ona ellerini uzatıyon veya bastonuna dokunuyon. Onun sayesinde Allah günahlarını affediyormuş. Galiba bu baston sihirli veya GRM.(gÜNAH RESETLEME MAKİNESİ). Arkadaşım, en güzel dua ve tevbemiz neden direkt Allah'a olmasın? Ne yani bir tövbe almak için arabama 150 liralık benzin alıp felan yere gitcem, o kişiyi görcem ve eve tertemiz gelecem. Yok böyle bir şey. Hiçbir engele olmadan Rabbimize yalvarıp bizi affetmesini dilemek varken neden bir insan? Neden? Bir hastalığa kapılıp kendi kendini iyileştiremeyen bir varlık olan insan, nasıl bizim günahlarımızı affetmede bir aracı olabilir? Yazarımız bunları anlatırken tabii bazı şeyleri de yakıyor bir sigorta kablosu gibi:) Neyse değineceğim dedim.:) Ayrıca eser, tarikatlara gönderdikten sonra anne ve babanın neden takip sürecinde olmadığını kınıyor. Çocuğun ne yapıyor, kimlerle görüşüyor?İlgilenmek lazım olduğunu söylüyor. AMA bende diyorum ki bir tarikat değil, bir dershane veya başka bir yere gönderdiğimizde de çocuklarımızı takip etmeli ve ailevi görevlerimiz yerine getirmeliyiz. Eserde mesela tarikat görevlileri, çocuklara tecavüz ediyor. Bu aynı şekilde her kurumda özellikle çocuk esirgeme kurumlarında da olabilir. Tabii yazarımız sadece tarikatlara değinmiş tek yönlü.Ama zaten böyle olması gerekir. Çünkü konuya daha hakim olmamız gerekir. Şimdi gelelim kendimin biraz yaptığı eleştiriler.:) Yazarımız burada mesela #15611564 Alman İdeolojisi adlı eser dil kurallarına uygun yazılıyor iken nedense Kuran-ı Kerim veya Kuran şöyle geçiyor her cümlede: ''kuran''. Küçük harflerle yazılması yazarımızın yaklaşımı mı yoksa yazım hatası mı? Bir de şöyle bir cümle vardı: Sen sevgini Şeyh'e ve Allah'a ver. Onların sevgisi aileden ve evlatlarımızın sevgisinden daha önemli. Şimdi burada Şeyh ile birlikte Allah ismi geçiyor.Sadece Şeyh dese bir şey yok. Tabii eserde kişiler konuşmasında özgürdür. Bakın ayette ne diyor Rabbimiz: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elde ettiğiniz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaretiniz ve hoşunuza giden evleriniz Allah'tan, Rasulünden ve onun yolunda cihaddan daha sevgili ise Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Şüphesiz Allah, fasık olan kavme hidayet etmez. Tövbe Suresi 24. Aman yanlış anlamamak lazım..... Hanım ben Allah'ı çok seviyorum. Defol yanımdan. Velet sen de ayağım altında dolaşma. Bak ben Allah'ı sizden çok seviyorum. Aaa. Bak ne oldu: Türkçe Anlatım Bozukluğu:)) Allah tabii ki eşimize, çocuğumuza güzel davranmamızı onları çok sevmemizi ve Rabbimizi hep beraber sevmemizi söyler. Bir de mesela çocuk camiye girerken sanki cami dünyanın en kötü yeriymiş gibi geliyor okuyucunun ruhuna. Mesela örneğin medyada duyuyoruz. Camide imam çocuğa cinsel istismar yapmış. Çok kötü. Hemen cezası verilmesi lazım. Ama bu demek camiyi ve ibadetleri bırakalım mı? Dünyanın her yerinde var. Kilisede rahibe bir cinsel ilişki olayı yaşadı diye Hristiyan vatandaş gitmesin mi kiliseye? Yani bilgisayarın içindeki tozu temizlemek varken neden bilgisayarı da tozla birlikte kötüleyelim? Bu tarikat; ''çocuk 7 yaşına gelince ne annesine ne de babasına sarılıp koklayamazmış'' diyor. Gülen mi ağlan mı? Uzattım biliyorum ama yazarımızın eseri ve işlediği tema çok önemli. Yukarıda Şeyh cami kelimelerini geçirdim diye yanlış anlamayın. YAZARIMIZ elbetteki burada çocuğun ruh halini anlatıyor. Yani cami çocuğa öyle gözükmüş. Ben kitabı okuyacak kitle için söyledim. Örneğin bir çocuk o cümleyi okusa camiyide o şeyhide kötü bilir ve ömür boyu namaz kılmaz. Efendim, öyle kötü şeyhi zaten hepimiz boğmak istiyoruz ama camimizi de yakıp yıkmayalım:)) SON olarak; son yazılanlar benim kişisel eleştirim.Bunun yanında kitap; çocuklarımıza gereken önemi vermemizi, onların eğitimini ilim ve fen ışığında vücutlarına aşılamamızı, kısacası çocuklarımızı çok sevmemizi anlatıyor. İyi okumalar...
Nur Çeşmesi
Nur ÇeşmesiAyşe Nart · Şiirden Yayınevi · 20177 okunma
··
29 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
fazi okurunun profil resmi
Incelemeyi dikkatle okudum. Kitabi açıkçası ilk kez duyuyorum. Alıp mutlaka okuyacağım. Gayet ölçülü, konuya itinayla değinen bu ve benzeri incelemeleri zaten cok seviyorum. Okuyup ben de mutlaka inceleyeceğim:)
İsmail okurunun profil resmi
Tabii ki Fazi Hanım.Sizde bir kadın belki de annesiniz veya aday.Yazarımız Ayşe Hanım aslında ana düşünce olarak; çocuklarımızdan sevgiyi asla bırakmamızı ve onları anlamamızı , en ufak bir şeylerinde şüphelenmek yerine onları dinleyerek konuyu aydınlatmamızı söylüyor.Çocuklarından uzak, onları bir eşya gibi gören ailelerin nasıl bir felakete uğrayacağını anlatıyor.Tavsiye ederim.:))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.