Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
London, garip adam doğrusu... Seneler öncesinden bütün bunları öngörebilmek ilginç bir feraset ister. Bunu alıp kitaplaştırmak aşırı bir cesaret ister, hele o dönemde... Gönül isterdi ki, tüm bunlar bir ütopya olsaydı ve biz bunları okuduktan sonra, kitabı kapatıp, dehşet içinde, önümüze bakıp düşünüyor olsaydık şimdi. Tıpkı Orwell'ın 1984'ünde yaptığımız gibi... Sizlere önce kitabın dilinden söz etmek istiyorum. Kitabı çeviren sevgili çevirmenimiz Levent Cinemre'ye şükranlarımı sunuyorum. "Bu kadarı da olur muymuş" dedim kitabın çok yerinde. Sanki bizim dilimizde yazılmış bir kitaptı. Cümle kalıpları o kadar güzel oturtulmuştu ki, hayran kalmamak elde değildi. Zaten İş Bankası Kültür Yayınları'nın çevirmenleri harika. Eğer okuyacaksanız kesinlikle oradan alıp okuyun derim. Kitabın içeriğine gelecek olursak: 1) Kitapta o zamanın Amerika'sında bizim sendikalarımız benzeri kuruluşlar mevcutmuş, tabiki bu zamandaki sendikalar, o kuruluşların devamı niteliğinde. Şöyle bir cümle geçti okuduğum paragrafta, "Ya bize katılırsın, ya da açlıktan ölürsün!" O ilgili pasajı okuduğumda, aklıma günümüzden, bizzat kendi hayatımın içinden bir örnek geldi. Babam 2010 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyordu, o sıra bütün işçiler sendikalarından çok memnunlardı. Ama mevcut hükümet, işçileri bu şekilde fazla sömüremediğinden dolayı, herkese zorla sendikasını değiştirtmişti. Babam diretince, ona da "Ya sendikanı değiştirirsin, ya da işten çıkarsın," denilmişti. O sıra babam çok psikolojik baskı görmüştü, gerçekten zor günler yaşamıştık. Bu dayatmanın yıllar yıllar öncesinden, çok farklı kıtalarda dahi hüküm sürdüğünü okuduğumda, gözyaşlarımı tutamadım. Çünkü insanların sömürülmesi çok farklı bir şeydir ve sömürülen, dayatmayla bir şeyler yaptırılan sizseniz, dertdaşlarınızı gördüğünüzde kendinizi tutamamanız çok normal olacaktır... 2)Kitapta sık sık "Oligarşi'yi bitirelim, yerine Sosyalizm getirelim, daha müreffeh bir yaşama sahip olacağız, " gibi cümleler gördüm. Aklıma yine Orwell'ın kaleminden olan "Hayvan Çiftliği" geldi. Orada da insanlara devrim yapıp daha adil yaşayabileceğini zanneden bir güruh vardı. Ama daha sonra tam aksi istikamette, insanlardan daha zalim olan sürüyü görmüştük. "Dünyanın düzeni böyle, biz her zaman yönetileceğiz ve başımızdakiler kendi çıkarları için insanlara zulmedecek," gibi bir çıkarsama yapmak istemiyorum, tek çare Adil Bir Düzen'in oluşturulmasıdır, diyorum... 3)Kitabın sonlarına doğru bir satırda şu cümleyi okudum: "Sadece mahkemelerin, efendilerin elinde olması bile yeter." Aklıma hemen ülkemizin geçen ay geçirdiği süreç geldi. Mevcut hükümetin YSK'yı elinde tutması, mahkemeler, yasama-yürütme, ve daha niceleri... Bizden şeyler, gördüğümüz şeyler, içimizden şeyler. Ha kapitalist, ha sosyalist, ha muhafazakar-demokrat olmuşsun, pek bir anlamı yok, insanını sömürüp, hakkını teslim etmedikten sonra... 4)Aslına bakarsanız biz, kitapta bahsedilenlerden, o zamanlar "ütopya, asla gerçekleşemez" olarak görülenlerden kat kat fazlasını gördük. O yüzden kitap ütopya tarzı bir kitap diye alınıp okunmamalı, tarihi değer taşıyan bir eser olarak görülmeli,ve öyle alınıp okunmalı... Nasıl ki, bu yazılanlar olmayacak, olamayacak şeyler gibi yazıldıysa, Orwell da 1984'ü bu şekilde yazmıştı. Ve biz nasıl şuan "Ohooo bu da bir şey mi, biz nelerini gördük" diyorsak, ileriki nesillerin de 1984'ü ya da Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sını da okuduklarında aynı bizim verdiğimiz tepkiyi vermelerinden nasıl korktuğumu gelin siz düşünün... Diyeceksiniz ki eee, bu kadar yazdın çizdin, bunun çözümü ne ola ki? Madem öyle ben de size bir soru sorayım: Bu kadar çok farklı amacın, birbiriyle bu kadar çelişkili çıkarın olduğu, bu kadar ihtilafın bulunduğu bir yerde dayanışma içinde olabileceğimizi bekleyebilir miyiz? Tavsiye ederim. Göreceğimiz daha güzel, güneşli günler dilerim...
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
··
566 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.