Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çağımızın Bir Sanat Kuramcısı: Benedetto Croce
Benedetto Croce'nin estetiğinde de, sanatın kesin bir tanımıyla karşı karşıyayız. İlk kez 1900'lerde ilk biçimini alan bu tanım, Croce'nin tüm yaşamı boyunca sürekli bir gelişim sürecinde yoğrulmuşsa da, özde aynı kalmıştır. Ne var ki, sanatın tanımını yapması ve dizgesel bir düşünce düzenine sahip olmasına bakarak, Croce'yi ''metafizik'' diye nitelendirme yanlışına düşmemek için de çok dikkatli olmalıyız, çünkü o, metafizik olan her şeye yazdığı her satırda karşı çıkmış, tarihselliği savunmuş, insan yaşantısının somutluğunu hiçbir zaman gözden ırak tutmamıştır. Bu nedenle, Croce'nin sanat tanımının, ''bir tanımda soyutlanamayacak'' özelliklerini ancak bu tanım girişiminin ayrıntılarına inip kavrayabiliriz. ''Bilindiği gibi Estetik, yeni bir felsefi bilimdir. Adının geçmişi ise iki yüzyıl öncesine uzanır ancak. Croce'nin kendisinin de bir yazısında açıkladığı üzere Estetik, yalnızca 'dini bütün olmayan' 18. yüzyılın yaratabileceği iki 'dünyasal' bilimden biridir. Ötekisi de ekonomidir. Estetik'in doğabilmesi için, sanata, Mantık ve Ahlak'tan bağımsız bir gerçeklik ve geçerlilik tanınması gerekiyordu. Romantizm, bu bağımsızlığın, insanı kendinden geçiren taptaze bir bulgusudur. Romatizm, sanatsal etkinliğin tüm özelliklerinin ayırdına varmıştır. Sanatın özgünlüğü ve yaratıcı yeteneği, katışıksızlığı ve kendiliğindenliği, esin ve düş olarak düşlemsel doğası, her türlü kuralı yadsıyan üstün özgürlüğü, gönlün bir ezgisi olarak lirikliği, bireyselin sezgisi olma niteliği, sonsuz ve yüce duygusu. Ne var ki Romantik Okulun bulguları 'düşünce ve parçacıklar' halinde kaldı. Romatik bir estetikten söz edilerek, Herder'in, Sclegel'in, Novalis'in, Scheiermacher'in, Schelling'in hatta Hegel'in adı anılabilir ve bunlara öncü Vico'nun, Foscolo'nun, De Sanctis'in adı da eklenebilir, ama ruhsal yaşamın genel bir görünümü içinde, sanat kuramının bir dizge olarak gerçekleştirildiği söylenemez. Bu ereğe en çok yaklaşan Hegel, sanatı felsefenin altında düşünmüş, Schelling ise sanatı gizemsel bir birleşme davranışı olarak görmüştür. Romantik atılımın örgensel (organik) bir bireşime ulaşamadan sönmesinden sonra gelen pozitivizm, ruhbilimin, patolojinin ve toplumbilimin açıklamalarına başvurmuştur. Croce'nin Estetik adlı yapıtı, İtalyan kültürüyle birlikte bir bölüm Avrupa kültürünün de pozitivizmden kurtulmasını sağlayan nerdeyse, beklenmedik bir olay olmuştur.''* * Dipnot: Carlo Antoni, Commento a Croce, Neri Pozza Editore, Venezia 1955, s. 156-157
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.