Dinsel öğreti, dünyada sahip olunamayan ve arzusunun duyulduğu güzelliklerin istencidir “ilahi adalet, asrı saadet “ ve cennette “sonsuz mutluluk” dünyada bir şeylerin ters gittiğinin kabulüdür. Gerçek dünyada insanca yaşam yoktur. Din, gerçekliğe duyulan maneviyatın kendisidir.
Din, insana aykırı toplumsal ilişkiler içine hapsolmuş insanın sahici insanlığı arayışıdır. Çünkü, bu tersine dönmüş dünyada “insani öz sahici bir gerçeklik” kazanamamıştır. Din, gerçek dünyada sahici insanlığı bulamamış olan insanın, özlediği insanlığı dile getirir.
Dinsel ıstırap çekme aynı zamanda hem gerçek ıstırabın ifadesi hemde gerçek ıstıraba karşı protestodur. Din ezilmişlerin of çekmesi , kalpsiz dünyanın kalbidir, ruhsuz koşulların ruhudur. Din halkın afyonudur.
Yani Marx’ın söylediğinin açıklaması; 👇🏻
Mevcut toplum derin bir ıstırap çekmektedir . Din, bu ıstırabı kendi fantastik anlatı ve ritüelleriyle hem ifade hem protesto etmektir. Din ezilmişler açısından kalpsiz bir dünya tahayyül edilebilecek kadar insanca özlemlerin paylaşılmasıdır.
Yani afyon aslında ezilmişlerin sıkıntılarını giderebilmek için dinsel ritüellerde yan yana gelerek dayanışmalarını çeşitli kolektif avuntu pratikleriyle çektikleri gerçek acıları bir nebze olsun hafifletmeyi anlatır.