Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Karen Horney'in 1937'de çıkardığı ilk kitabı olan "Çağımızın Nevrotik Kişiliği", Freud'dan yola çıkarak ancak farklı dinamikler üzerine inşa ettiği Horneyan Psikodinamik kuramına giriş mahiyetinde olan kitabıdır. Genel itibari ile kitap nevrozun etiyolojisine yeni bir açıklama getirmiş olmakla beraber daha çok yapısalcı nevroz modeline odaklanmıştır. (Nevroz: Korkuların ve bu korkulara karşı savunmaların ve çatışan eğilimler için uzlaşma çözümleri bulma girişimlerinin neden olduğu ruhsal rahatsızlıktır.) Yazarımız, nevrozun dinamik merkezinin kaygı kavramında bulunduğunu söylüyor. Kaygıyı etkileyen ve kaygıdan etkilenen düşmanlık ve savunmacı eğilim ilişkilerine dair açıklamaları da mevcut. Kaygı durumu ise çeşitli yansıtmalarla kendini gösterse de esas kaygının nüvesi daha çok örtük formdadır. Zaten kaygıyı oluşturan unsuru çoğunlukla bilinçaltına yönelttiğimiz için psikanaliz gerçekleştirmeden kaygının asıl sebebine ulaşmak pek de mümkün değildir. Hatta Horney bu durumun Psikanaliz esnasında bilinçli şekilde gerçekleştirilmediği takdirde de dirençlerle (yani kaygıyı oluşturan unsurun bilinçaltından bilinç seviyesine çıkamaması) karşılaşacağımızı ifade eder. Horney, Freud'dan farklı olarak kaygıları esas alırken çocukluktaki deneyimlerin belirleyici olduğunu söyler ancak sonraki sıkıntıların tek sebebi değillerdir. Bireylerin içini doğdukları kültürel koşulların nevrozlar üzerindeki büyük etkisini de düşünecek olursak, Freud'un savunduğu gibi nevrozların kökeninin biyolojik ve fizyoloik unsurların ötesinde olduğu eleştirisini çok rahat yapabiliriz. (Yani Papua Yeni Gine'de doğan bir çocuk ile Prag'ta dünyaya gelmiş bir çocuğun kültürel normları farklıdır ve dolayısı ile bu normlara geliştirilen savunmalar da farklı olacaktır. İnsan olmanın özelinde aynı biyolojik ve fizyolojik faktörler bulunsa da kültür bizi birbirimizden nevrotik anlamda farkı kılar. Bu yüzden yazarımız da kitaptaki bir çok söyleminin evveline "bizim kültürümüzde…" ifadesini yerleştirmiştir.-Ben son derece iyi bir tespit-) Bu hususta kitabın "Nevrozlar ve Kültür bölümünde daha incelikli açıklamalar mevcut. Psikoloji literatüründe Horney Freud'a karşı çıkışıyla ilgi alaka görür. Ancak psikanalitikte kültür ögesine vurgu da bulunması ile bu alanın dışına itilmiş ve eleştirilere de maruz kalmıştır. Hatta yer yer kendisini "Ego-Psikoloğu" olarak nitelendirenler dahi olmuştur. Bence daha bütüncül bir perspektifle bakacak olursak Horney görüşleri, Freud'dan sadece kültürel ögeler bağlamında değil temel çatışma ve kişiliğin motivasyonu konularında da farklılık arz eder. Psikoloji literatürüne aşina olmayanların kitabı okurken üslup açısından biraz zorlanacağını düşünüyorum. Çünkü psikoloji okumama rağmen bazı kısımlar bana da bir hayli karmaşık geldi. Ancak Freud'un geliştirdiği psikanalitik kuram üzerine az çok birikimi olanlar ya da Freudyen psikoloji ekolünde lisans eğitimi alanlar kitaba kolayca adapte olabilir. Ben de iki sene sonrası için yani lisansımı tamamladığım da kitapla tekrardan randevulaşma kararı aldım. Çünkü ilerleyen dönemlerde alana dair birikimim artacağı için kitabın bana karmaşık gelen kısımlarını daha çok fehmedebilirim belki. İyi okumalar dilerim, psikoloji ile kalınn:)
Çağımızın Nevrotik Kişiliği
Çağımızın Nevrotik KişiliğiKaren Horney · Sel Yayıncılık · 2020934 okunma
·
744 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.