Gönderi

Hacı Bayram etrafında toplanan insanları durumlarına göre değerlendiriyordu. Meselâ yanına sanattan anlayan biri gelince, ona sanatınla meşgul ol, git çalış, kazan, ye, yedir, alnının teri ile geçimini temin et, kimseye avuç açma diyordu. Etrafında bu yüzden bakırcı, nalbant, değirmenci, koyun tüccarları, ev ustaları, yemenici, helvacı, ayakkabıcı, yüncü, vs. her çeşit meslek erbabı bulunuyordu. Yine onun yanına gelen eğer -göçebe ise -yerleşik hayat tarzını tavsiye ederek çiftçilik yapmasını, geçimini o yolla sağlamasını emrediyordu. Hacı Bayram bu tavsiyeyi kuru kuruya vermekle yetinmiyor, bizzat kendisi de buğday, arpa ve burçak ekip biçiyor, müridlerine yaşayan örmek oluyordu. Bir de imece usülü koymuştu. Müridleri Çubuk ovasında hasad zamanı gelince, tarlalarda kollektif olarak çalışıp ürünü bir kaç saat içinde kaldırıyorlardı. Ürünün tarladan un değirmenine intikâl etmesi, problem değildi. Herkes birbirinin tarlasında birbirine yardım ederek hem ürünü çabucak hasad ediyorlar, hem de yardımlaşmanın insan ruhunda sağladığı mânevi hazzı tadıyorlardı. Yani hem yardım edilen hem de yardım eden oluyorlardı.
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.