Gönderi

Bu kamil insanın, bir başka faaliyeti de Ankara şehrinin ezilen yoksul, gariban kesimine yönelikti. Hacı Bayram hazretleri mübarek aylarda müridleriyle beraber Çıkrıkçılar yokuşu, Kavaflar, Koyun Pazarı, Saman Pazarı, At Pazarı, Saat Kulesi gibi ticari merkezlerde dolaşırdı. At üzerine yerleştirilmiş kös denilen büyük bir davul iri tokmaklarla güm güm çalınarak dükkanların önünden ağır ağır geçilirdi. Şehrin popüler insanı, bu büyük Allah dostu elinde mübarek âsası, büyük bir vakar içinde ya bir binit üzerinde veya yaya olarak yürürdü. Zekat ve sadaka vermek isteyen dükkan sahipleri, bir kese içerisine doldurdukları akçeleri, gümüş ve altınları, iki dervişin taşıdığı büyükçe bir torba içine atarlardı. Herkes, bu paraların yerini tam olarak bulacağından emindi. Huzurluydu. Hacı Bayram Veli hazretleri, Ankara'da Ahi örgütünün çalışmasını andırır tarzda bir yardım sandığı kurmuştu. Dul kadınlar, kimsesiz yaşlılar, yetimler, öksüzler, evlenemeyecek derecede fakir ve gariban olan kızlar ve erkekler, yolda kalmışlar, kıtap alamayacak derecede yoksul medrese öğrenci bu yardım sandığından nasiplerini alıyorlardı. Ankara'nın zengin ve fakirleri arasında, Hacı Bay Veli hazretlerinin kurduğu bu sosyal denge şehrin huzuru, refahı, ve selâmeti için yetip artıyordu. Fransız yazarlardan Paul Wittek bile onun, Orta Çağ'ın karanlığında saçtığı bu ışığın şiddetinden hayranlık duygusuna kapılmış ve yazdığı bir kitapta bu konuyu takdir dolu cümlelerle övmüştür.
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.