Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ben —Acaba, Osmanlıların buna benzeyen millî be­yitleri var mı? İhtiyar, sakalını okşayarak: — Hayır oğlum, yoktur; hem de olamaz. Elbette bilir­ siniz ki Osmanlılar ancak altı-yedizyüz senelik bir ka­vimdir. Ecdatları ya Selçuklular, ya da Anadolu'da oturmakta olan türlü-türlü Türk aşiretleridir... dedi. Ben — Doğru ama, Osmanlıların bu altı-yediyüz yılda yaptıklarını; bütün Balkan Yarımadasını, Kostantiniyye'yi, bütün güney ve Viyana’ya kadar olan mem­leketleri zaptettiklerini bilirsiniz, bunları Türklerden başka bir millet yapabilir miydi? Şeyh — Eh, bununla ne demek istiyorsun? Ben — Demek isterim ki, bu kadar gazileri, bu kadar kahramanları yetiştirirken nasıl oldu da bu kahraman­ların, bu gazilerin adları, şanları, ahalinin ve halkın gön­lüne girmedi, milletin ağzında dillenmedi? Hürmetli Şeyh efendi, gözlerini yumup, mahzunca bir tavırla: Osmanlılar ehl-i îslâmdır, ehl-i millet değildir.. Bi­zim İstanbul'da çok oturacak olursan, sen de anlayacaksın. .. Sana nasihatim şudur ki, millet lâkırdısını çok açma, milliyet işlerine hiç de karışma... Ağzını tutmaz­san, dilini ısırırsın, dedi.
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.