Kamera ve fotograf makinesi aracılığıyla gerçeklikle doğrudan temas kurma yeteneğini kaybeden ve böylece ''görselliğe alışan '' zihinlerimiz bir süre sonra gerçekle sanalı ayırt edemez hale gelir. Böylece şahit olmanın yerini izleyici olmak alıyor. İzleyicilik sadece bakmaya odaklanıyor. Şahit olmak gerçeklikle yüzleşmeyi ve gücü nispetinde müdahil olmayı gerektirirken,izleyici olmak birazdan yapacağı zap ile gerçeğin başka bir türüyle karşılaşmaktadır.
Şu an sistem habere boğarak cahil bırakma üzerine kuruludur. Oldukça yoğun bir şekilde farklı türlerde haberle karşılaşan birey şirazesini ve mesnedini kaybeder. Böylece çok fazla malumat biriktirir. Trajik olansa biriktirdiği bu malumatları bilgi zannetmesidir. Bu zan, doğru düşünme yeteneğinin yani akıl sağlığının zaafa uğradığının delilidir.