Crispr sistemi keşfedildiği andan itibaren genetik biliminin hızlı yükselişi ciddi bir ivme kazandı. Bakterilerdeki bir savunma sistemini insan için kullanma imkanı sunan bu devrim niteliğindeki buluş, doğuştan varolan ve tedavisi mümkün olmayan sınıfında nitelendirilen birçok hastalığa umut ışığı oldu. Beraberinde bir çok soruyu getiren Crispr sisteminin bulunuşunun hikayesini anlatan Yaratılıştaki Çatlak, bize multidisipliner ve etkileşimli çalışmanın inanılmaz gücünü anlatıyor ve mucitlerinin ağzından Crispr'ı okumamıza olanak sağlıyor. Özellikle doğa bilimleri ile ilgilenen herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Jargon kullanımı sebebiyle alan dışı okuyucuları zorlayacak olsada meraklısının bunun üstesinden geleceğinin kanaatindeyim.