Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

80 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
kısa saçlı prenses olur mu? Birhan: Olur tabi, neden olmasın?
İlk şiiri 1984 yılında yayımlanan Birhan Keskin, o şiirin gerçek anlamda ilk şiirlerinden biri olduğunu söylemiş, dolayısıyla ilk şiirini 21 yaşındayken yazmıştır. Hatta bunun için ” Evet, bir sürü insana göre geç sayılabilecek bir yaş. Şiir yazmaya genellikle daha ortaokul yıllarındayken başladıklarını söylerler ama (gülüyor) bende öyle olmadı,” demiştir kendisi. Çoğu şairin aksine yalnız yaşamayı sevmediğini şu şekilde belirtmiştir: "Ben tek başına yaşayabilen bir insan değilim zaten. Hiçbir zaman da olmadım. Böyle hülyalı bazı sözler vardır ya yalnızlıkla alakalı... Şair kişiliğine de çok yakıştırırlar yanlızlığı ama ben yanlız kalmayı sevmem. Yapabildiğim, becerebildiğim bir şey değildir. Bir mekanda tek başına olmak duygusu bile beni ürpertir. ” Röportajdaki bazı önemli soruları da bırakmak istiyorum: + Şiir denince Türkiye’de akla hep aşk şiiri, aşk geliyor. Oysa aşklar hiç de şiir gibi yaşanmıyor. Hatta, insanlar doğru düzgün aşk yaşayamadıklarını söylüyorlar. Bir şair olarak şiir’in bu konuda haksızlığa uğradığını düşünüyor musunuz? — Aynen öyle. Haksızlık ediliyor. ”Şiir gibi aşk”, ya da ”şiir gibi bilmem ne” gibi söylemleri kullanıyoruz. Daha önce de söylemiştim, bir daha söyleyeyim: Şiir herhangi bir sözcüğün önüne ya da arkasına takılacak bir sıfat değildir. Mesela ”şiir gibi kadın” diye, şiir biraz kavranmadan, anlaşılmadan söyleniyor. Oysa şiir, kendi başına bir şeydir. Bir şeyin önüne ya da arkasına takılamaz. Aslında burada şiir’i bir nevi yüceltme de var tabii. Şiir gibi kadın derken övgüyle bahsetmek söz konusu ama bunu yapanlar şiir bile okumuyorlar ki! Hem okumadığın, hem de hiç takip etmediğin bir şeyi böyle kullandığın zaman evet, o zaman şiire haksızlık olur. Dillerine pelesenk olmuş bir şey. Ama gelgelelim ki okumuyorsun, anlamıyorsun. Bir ”şiir gibi” dir gidiyor. Çok saçma bence. + Şiir yazan kadınların sayısı neden bu kadar az? — Yoo, çok var aslında. 70 milyonda şöyle on tane sıkı kadın şair var mı? Var. Bu sayı yeterli. Ben Türkiye’de yeterinden fazla şair olduğunu düşünüyorum. Bugün artık Batı’da bu kadar iyi şair yoktur. + Size Antalya 10. Altın Portakal Şiir Ödülü’nü kazandıran şiir kitabınız Ba’nın, ”Türk şiirinde kadınsılığın biyolojik doğasını yansıtması” açısından ilk kitap olarak nitelendirildiğini gördüm. Kırklı yaşlar bu kadar zor mu? — (Gülüyor) Benim için zordu. 37 yaşımda hiç umulmadık ani bir menopozla karşılaştım. Daha kırk bile değildim. Ba o süreci anlatıyor işte. O durgunlaşmayı, durmayı, kalakalmayı, o şaşkınlığı, o hiç kıpırdamayan, dümdüz, göl gibi olan o hali anlatıyor. O yüzden, bedene dair çağrışımları var. Aslında yaşlanmak dışarıdan bakıldığı kadar zor bir şey değil bence. İlk yüzleşme anı, ilk bir iki yıl zordu tabii. Düşünsenize, başından beri hep sanki sizinle var olmuş olan, doğurmayı düşünseniz de düşünmeseniz de öyle bir yeteneğinizin bir şekilde olduğunu her ay size hatırlatan bir şey birden bitiyor ve bitmekle kalmıyor. O bir geçiş süreci ve o süreç sizi fiziksel olarak da ruhsal olarak da son derece zorluyor aslında. Vermiş olduğu röportajdan bu kadarını seçtim. Bence birisini daha iyi tanımak adına röportajlar güzel bir kaynak. - ben seni sevgilim ben seni hep yüzünden geçen dalgalardan okudum gözlerine sevgi okudum ellerine şefkat okudum annen seni inkar etmişti aldım etime dokudum - Şu dizelerin mükemmelliği.. Harika imgelerle, eşsiz sözcüklerle soyadının hakkını verip keskin satırlarıyla süsleyip önümüze seren Birhan Keskin'le mutlaka tanışmalı ve yazdıklarını okumalısınız.
Y'ol
Y'olBirhan Keskin · Metis Yayınları · 20145,4bin okunma
··
2.137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.