Orta ve Doğu Balkanlarda 20. yüzyılın başlarında Amerikalı misyonerlerin faaliyetleri had safhadaydı. Osmanlı Devleti ile Amerikan misyonerlerin aralarındaki ilişkileri kitapta net bir şekilde okuyuruz. 1830lardan itibaren Osmanlı'ya gelmeye başlayan misyonerlere ait birçok okul, hastane, papaz okulu, yayınevi bulunmaya başlamıştır. Kitapta asıl anlatılmak istenen konu ise Müslüman bir devletin Hristiyan misyonerlerde ne şekilde iletişim kurduklarıdır. Osmanlı din adamları ve önde gelen büyükler misyonerlerin varlığını kabul ederek zaten zor durumda olan Osmanlı hükümetini daha da zor duruma sokmuştur.
Günümüzde de varlığını sürdüren İslamiyet ve Hristiyanlık konusu o dönemde de gündemde olarak halk arasında şikayetlere yol açmıştır. Misyonerlerin Hristiyan ve Müslüman halkın yaygın kurallarını ele alarak hazırlanmış tarihçilere ışık tutacak kaynak kitaplardan birisi.