"Kendi şirketlerinin devlet ihalelerini büyük rakamlara alıp, işi normal fiyatlara başka şirketlere yaptırmışlar, bu arada ödemeleri mümkün olduğunca geciktirip bu insanları giderek daha çok zora sokup sonunda yerle bir olmalarını sağlamışlardı. Kısacası bütün bunların adı soygun, sahtekarlık ve cürümdü." (S.106) Ne diyebilirim ki bu kitaba dair. Şeyh Bedrettin gibi topraklarinda değeri bilinmeyen isimlerden biri. Halbuki Dünya onu çok daha fazla tanıyor. Ay üzerinde bir kratere adını veriyor ve onu sadece şarap içip, şiirler yazan bir adamdan öte, bir bilim insanı sayıyor. Derviş miydi yoksa yoldan çıkmış bir sapkın mı bırakalım Allah sorsun hesabını. Ama Ömer Hayyam bir matematikçi olarak bize "x"i bıraktı. Matematiğin her yerinde aslinda onun imzası var sanki! Celali takvimi olarak bilinen simdiye kadar yapılmış en hassas takvimlerden birini buldu. Astronomi ile ilgilenip, yıldızları yaratan Tanrı'sına şükretti. Kitapta Nizamül-Mülk ve Hasan Sabbah ile yaptığı konuşmalar, dönemin ötesinde bir insan olduğunu gösteriyor zaten. Gülün Adı isimli kitapta oldugu gibi cinayet kurgusu ve felsefe,tarih iç içe olsa da burada seri cinayetler yerine gerçeğin peşinde bir insan ve toplumsal olaylar daha ön planda. Doğu esintileri sonuna kadar hissediliyor. Arada menkibe tarzi anlatılar ile kadına, dine, adalete, devlete yönelik sorgulamalar var. Kurgudan daha kopuk bir anlatım söz konusu. Okuru sıkan tarafi kitabın 550 sayfa bu şekilde ilerlemesi. Amacınız kurguya hakim olmaksa bu kitap size göre değil. Fakat okurken Hayyam'i biraz tanımak, uçuk fikirlere tahammül edebilmek, Doğu kültürüne dair birseyler kazanmaksa bence tam size göre bir eser. Ben cidden çok severek okudum ama Gülün Adı'nda da ayni şeyi hissetmiştim; "bu kadar uzun yazmaya gerek var mıydı?" işte bundan emin değilim.

Küllerin AnlattığıCevad Karahasan · İletişim Yayıncılık · 201949 okunma

·

465 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Öylesine bir okur