We The Living; Rand’ın kuruculuğunu üstlendiği objektivist etikten bağımsız, 19. yy. filozoflarının bireyci fikirlerinden etkilenerek yazdığı ilk romanıdır. Rand, bu yapıtında kolektivizm eleştirisini Sovyetler özelinde dile getirmiştir. Ego’nun felsefî temeli de We The Living’den ayrı değildir. Bu kez eleştiri distopik bir dünyadan seslenir. Anlatılan, insanların “çoğunluk” kontrolündeyken medenî ve aklî gerileme yaşadığı kanısıdır. Bu kanının verilerle desteklenmiş hâli Rothbard’ın Bilim, Teknoloji ve Devlet adlı makalesinde mevcuttur. Rand’ın kitaplarındaki tipik ben-biz çatışması Ego’da oldukça keskindir zira karakterler ya siyah ya beyazdır. Ya parazittir ya da kendi çabasıyla hayatta kalandır. Asla gri değildir. Rand’ın karakterleri tek yönden sivriltmiş olması eleştiri konusudur fakat mahiyetinin fark edilmesi güç olan “bencillik” kavramını açıklamak, uygulanan metodu meşru kılar. Son olarak objektivizm alanında ileri seviyede okuma yapmış bireyler için Ego’yu okumak elzem değildir ama Ayn Rand külliyatına başlangıç kitabı olarak okunabilir.
