Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

475 syf.
7/10 puan verdi
·
18 günde okudu
David (Dave) Gurney, 47 yaşında, şöhretten nefret eden, içe dönük, yeni emekli olmuş bir New York Polis Teşkilatı (NYPT) cinayet dedektifi. Emekli olduktan sonra, eşi Madeleine ile birlikte şehir dışında bahçeli bir evde hayatlarını sürdürüyorlar. Madeleine yıllarca eşinin mesleği nedeniyle bir düzene oturtamadıkları hayatlarında yeni bir başlangıç hayalinde. David’in ilk eşinden bir oğlu var ama pek görüşmüyor. Şimdiki eşinden olan oğlunu ise çocukken kaybetmiş ve bununla ilgili kendini suçluyor. Bazı konularda geçmişine takılmış durumda. Her şey David’in 25 senedir karşılaşmadığı bir sınıf arkadaşı, Mark Mellery’nin kendisiyle görüşmek istemesi ile başlıyor. (Mark Mellery, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: “Aklından herhangi bir sayı tut – 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.” Mellery öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: “Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin. Küçük zarfı aç.” “Aldıklarını geri vereceksin Vermiş olduklarını aldığın zaman. Biliyorum ne düşündüğünü, Ne zaman uyuduğunu, Nereye gittiğini, Nereye gideceğini. Seninle bir randevumuz var. Bay 658.”) Mellery başından geçenleri anlatır ve David’den kendisine yardım etmesini ister. Mellery yine mektuplardan birinde belirtilen adres ve kod olduğu anlaşılan bir isme istenilen miktarda bir çek göndermiş ama çek geri gelmiştir. David polise gitmesini tavsiye eder fakat Mellery polise gitmek istemez. Gizemli kişinin birkaç mektubu ve telefonlarının ardından bir süre sonra Mark Mellery öldürülür. Mellery karlı bir havada, evinin önünde, kırık bir şişeyle boğazından defalarca kesilmiş ve bir kan gölünün ortasında kalmıştır. Elde edilen kanıtlardan da bir şey anlaşılmamaktadır. Mellery’e gelen mektup ve telefonlarla ilgili polise bilgi veren David bir anda bu olayı çözmeye çalışan ekibin içerisinde bulur kendini. Bir süre sonra aynı tipte işlenen bir cinayet sonrasında evde bulunan mektuplar katilin aynı kişi olduğuna işaret eder. Öldürülen kişinin tuttuğu sayı yine 658’dir. Eşinin kendisine emekliliğini hatırlatmasına rağmen bu olaylar David’in ilgisini çekmektedir. Bir süre sonra olaylar öyle bir hal alır ki David Gurney artık katilin listesindedir. Polisiye, gerilim sevenler için güzel bir kitap. Sürükleyici olduğu için 475 sayfa olmasına rağmen kısa sürede okunabiliyor. (Ama ben elimde Karamazov kardeşler de olunca biraz geciktirdim))Hep bir merak içerisine giriliyor. Yeni mektuplar geldikçe sonrası, yeni deliller bulundukça konunun esrarı merak ediliyor. Anlaşılamayan, çözülemeyen tüm deliller ve merak edilen her şey kitabın ilerleyen kısımlarında ve sonunda açığa kavuşuyor. ((((Bundan sonrası Spoiler içerir ;)))) itap ilerledikçe katilin kurbanlarını seçmesinin bir olasılık hesabı üzerinde olduğunu görüyoruz. Kurbanlar arasındaki tek ortak konu geçmişte alkolle ilgili bir problemleri olan bu kişilerin akıllarından tuttukları sayının 658 olması. Okurken nasıl böyle bir şey olabilir? Nasıl tahmin edebilir diye içimizden geçiriyoruz. Katil birçok kişiye bu isimsiz mektupları göndermiş, çoğu aklından başka bir sayı tutmuş ve mektupları önemsememişti. Akıllarından 658 sayısını tutanlar ise mektupları ciddiye alıp istenilen parayı belirtilen adrese çek olarak göndermişlerdi. Böylelikle kurban listesine isimlerini yazdırmışlardı. Mektuplarda yazanlar herhangi biri için genel ifadeler gibi gözükse de aklından tuttuğu sayının bilinmesi şaşkınlığındaki kurbanı geçmişine döndürüp pişmanlıkları içinde boğulmalarına sebep oluyordu. Kitap ilerledikçe David bütün esrarı çözüyor ve cinayetler arasındaki bağlantıları kuruyor. Her ne kadar kendi tecrübesinden yararlansa da olayları çözmede eşinin rolü çok büyük bence. Her başarılı erkeğin ardında bir kadın vardır sözünü doğrularcasına çoğu konuyu eşiyle olan sohbetlerinde çözüyor. Kod isimden (X.Arybdis) anlamlı bir isme ulaşmaları, mektuplarda özel değil genel ifadelerin kullanılması, cinayet yerinde bırakılan çiçeğinin adı (Şakayık çiçeği) hep kadının söylemleriydi. Kadın eşiyle bu cinayetler hakkında öyle şeyler söylüyordu ki acaba katil Madeliene mı şüphesini uyandırıyordu. David bu cinayetlerle kafasını o kadar meşgul ediyordu ki son zamanlarda Madeliene’in ne yaptığından haberi yoktu. İtiraf etmeliyim ki kadından da şüphelendim. :D Katile gelince tahmin edilebilir bir kişiydi. Kendinden şüphelenilmesine fırsat vermeden rolünü iyi oynamıştı. Kendi adresine gelmiş olan çekleri hiçbir şeyden haberi olmayan bir kişi gibi iade ederek masumu oynamış, hatta katilin kendi peşinde olduğu izlenimi bile uyandırmıştı. Çeklerin bu eve gelmesinin özel bir sebebi vardı. Yıllar önce Jimmy Spinks adında bir polis eve sarhoş gelmiş, karısıyla kavga etmiş ve küçük oğlunun gözü önünde elindeki kırık içki şişesiyle karısının boğazını kesmişti. Kadın ağır yaralanmış, küçük çocuk ise Sosyal Hizmetlerin korumasına alınmıştı. Çocuk yıllar sonra boğazından yaralı ve hala geçmişte yaşadığını sanan annesini bulup sonrasında da bu evi satın almıştı. Babasının yaptıklarını geçmişte alkolle problemi olan kurbanlarına ödetmiş, şimdide kendine kurban süsü vererek evine koruma olarak gelen polislere ödetecekti. David Gurney, yıllar önce bu evde anne ve babası arasında geçen bu olaya şahit olan çocuğun Dermott olduğunu anlamış fakat olayı çözdüğünde katilin tuzağına düşmüştü. Katil Dermott ve yeni kurbanı polis Nardo'nun karşısında oturduğu sandalyeye bağlı olarak, bir yandan onları izliyor bir yandan da ne yapması gerektiğini düşünüyordu. David tıkandığı en kritik anda yıllar önce yine Madeleine’nın umutsuz bir vaka üzerinde çalışırken tıkanıp kaldığı noktada söylediklerini hatırlayarak başarılı oldu. Madeleine, “Çıkmaz sokaktan çıkmanın tek bir yolu vardır” demişti. Sadece aksi yöne gitmesi gerekiyordu. (Eşi olmasaydı ne yapardı bilmiyorum. :) ) Kitap güzel bitiyor. David’in Dermott’u ikna ederken ki konuşmalarında David geçmişiyle yüzleşiyor. Bütün bu olanlardan sonra oturup düşündükten sonra konuşmaktan kaçtığı büyük oğluyla görüşüyor. Geçmişi geçmişte bırakmaya karar vererek Madeliene’nin hayatlarındaki yeni bir başlangıç umuduna bir ışık yakıyor.
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı TutJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 202341bin okunma
··
2.663 görüntüleme
Kemal can okurunun profil resmi
!<<Spoyler içeriyor.>>! Kitapta bir şeyi ya atladım yada çözemedim. İlk cinayette ayak izlerinin başlangıç noktasına katil nasıl geldi. Botun altına ters tabanlık koydu falan tamam da ilk nokta botların asılı olduğu yer, oraya gökten mi indi? Ben o kısmı kaçırdım mı acaba.
S okurunun profil resmi
Sizin yorumu okuduktan sonra incelememi tekrar okudum ve bununla ilgili bir şey yazmamışım muhtemelen çözemedim ,çözebilen varsa lütfen söylesin :)
Kemal can okurunun profil resmi
Romanda en azından çeviri olan da o kısım yok gibi. Yazara sormak lazım ama nasıl.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.