Selamlar bir roman kitabı ile buradayım. Kitapta sevdiğim kısım yazarın duyguları gerçekten insanı hissettirişiydi. Bunun dışında kurguyu kitabı işleyişi, betimlemeleri, kelimeleri kullanışı, anlatım şekli oldukça yerindeydi.Yazarının okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen kalemini çok sevdim. Kitabımızda bir kasaba var ve kasabada açlık kıtlık var. Kıtlıktan ve açlıktan dolayı ölen insanlar, çocuklar var. İnsanlar açlıkla ve kıtlıkla mücadele ediyor. Bazıları dayanamayıp ölüyor. Yani insanoğlu kısa süreli aç kaldığı sürede bile farklı bir insana dönüşebiliyor ama onlar aç olmalarına rağmen beslenemiyor. -Bunun kişiyi ruhsal olarak çok fazla etkilediğini düşünüyorum.- İnsanlar açlık ve kıtlık ile mücadele etmeye, bunun önüne geçmeye çalışır. Günün birinde Atilla isimli bir genç etkili bir konuşma yapıyor ve tüm insanlar bundan etkileniyor. Zaten bu tür durumlarda insanların etkilenmesi için ufak bir umut yeterli oluyor. Onlar için de umut Atilla oluyor. Atilla kasabayı, kasaba için değerli ve kutsal olarak gördükleri dağa götürüyor ve orada Lala'ya dua etmelerini istiyor. Günler geçiyor ve kasaba eski güzel hâline geliyor ama açlıktan bolluğa gittiklerinde yaşadıkları her şeyi unuturlar. Gözlerine hırs bürür ve açlıkta yardım istedikleri Lala'ya bollukta gitmezler. Bu bir hatadır ve her hatanın bir bedeli vardır. Bu bedelde açlıktan bolluğa giden halkın tekrar açlığa sürüklenmesi olur ve bunu halk fark eder. Sizce halk yaşadıklarından ders çıkaracak mı? Halkın sonu açlık mı bolluk mu olacak? Herkese umut olan Atilla kitabın sonunda mutlu olacak mı?

Seçilmiş HuzursuzlukCihan Buğdaycı · Okur Kitaplığı · 202160 okunma

·

124 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nur