Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şimdi saat tam 24.00. Bu satırları dizimin üstünde yazıyorum. Herkes uykuda. Yazarken kendimi sana daha yakın hissediyorum. Bugün beni biraz kederli buldun. Sevincin verdiği bir durgunluk olacak. Tahtel-şuurda gizli olan hislerin tazyiki olacak. Bilsen, malûm ve muayyen saatlerden sonra senden ayrılmak bana ne kadar acı geliyor. Artık kendimi böyle zamanlarda o kadar mecalsiz hissediyorum ki, trende, vapurda âdeta şuursuz, kalabalık içinde sürüklenip gidiyorum. Nerede, ne yapıyorum hiç farkında olmuyorum; hareketim tamamen insiyakî oluyor. Zihnim hep seninle, hep ikimizle meşgul oluyor. Hayatın bazı zorlukları altında bazen kendimi bu kadar yorgun hissederken, senin tatlı gülüşün neşe ve sıhhatli çehren bunları bana hep unutturuyor. Kendimi daha şevkli ve daha sakin hissediyorum. Bugün belki durgun hâlimden başka şeyler anladın veya anlamak istedin. Seni samimî olarak temin ederim ki, hâlim tamamen samimî idi ve hiçbir şey ifade etmek için takınılmış sunî bir vaziyet değildi. Dün bilhassa kendimi çok yalnız hissettim. Bende acı ve hasrete karşı müthiş bir mukavemet olduğunu tahmin ediyorum. Belki bu düşüncemde aldanıyorum. Fakat böyle olmasa dahi hasretten ve ıstıraptan bir çeşit zevk duymaktayım. Belki bunu marazi bir ruhun kararsızlıkları olarak telâkki edeceksin... Bilmiyorum belki de öyle... Sen çok iyisin, açıksın... dünyada bundan daha mesut bir şey tasavvur edemiyorum... Zaten bu büyük âlemde kendimizi ayrı ayrı düşünecek olsak mutlak değerimiz sanki nedir... Eğer birimizin bir kıymeti varsa, o da diğerinin ona verdiği değerdir... aşk muhakkak derin bir dostlukla başlar.Seni bilmeden ve tanımadan önce de ben daima sevdim. Fuzulî’nin dediği gibi, bende ezelden beri aşk istidadı var (Bende Mecnûn’dan füzûn âşıklık istidâdı var). Daima kalbimde bir ateş vardı. Öyle muayyen bir şey yoktu, yalnız daima içli idim.
·
405 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.