Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
3/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Son dönemin okunan ve sevilen yazarlarından Kahraman Tazeoğlu'nun son kitabı Simru, yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Günümüz yazarlarını çok tercih etmiyorum; çünkü son yıllarda edebiyatın, daha ticari amaçla kullanıldığı kanaatindeyim. “Popüler” yazarları takip etmeye çalışıyorum; ama yazarlarımızı seçtiği konular ve tarzlarıyla alakalı ağır eleştirmeye hakkımız olduğunu da düşünmüyorum. Arz – talep meselesi çoğu konuda olduğu gibi bu alanda da devreye giriyor. Kendini okutabilen yazar, bir nevi başarılıdır aslında. Misalen Dostoyevski de şu zamanda Türkiye'de yaşamış olsaydı; başarılı olmak için "günümüzün çok okunan yazarları" gibi yazardı belki de. Şiirsel üslupla hazin bir aşk romanı, liseli bir aşığın hızlı aşk yaşamı veya bir gencin aldatılmasını hikaye eden bir kitaba imza atardı sanırım… “Çok okunan” veya “kitabı çok satan” yazarların mesleğinde başarılı bir yazar olduğu kanaatindeyim. Fakat başarılı bir edebiyatçı, güçlü kalemi olan bir yazar olup olmadıklarına, ben karar verecek mertebede değilim. Bahsettiğim şekilde olduğunu düşündüğüm Kahraman Tazeoğlu’nun eserini okuma merakında da olmadım. Tesadüfen elime geçen Simru kitabıyla da farklı bir sevilen yazarımızı daha okumuş oldum. Sanırım kitapla ilgili “inceleme” kategorisine girebilecek nitelikte görüşlerimi belirtmeye çalışacağım. Kitapla ilgili bir dış özelliği söyleyerek başlayayım. Kitap “Simru” isimli romandan ve “Başka Bir Külkedisi Masalı” isimli bir hikayeden oluşuyor. Fakat bu, ne kitap kapağında; ne de içindekiler bölümünde veya alt başlıklarda yer alıyor. Kitap sayfa sayısı 256 ve ben 200. sayfaya yaklaşırken “romanda ileride ne olacak acaba” merakının içindeydim. Ama o da ne? Roman bir anda bitiverdi. “Başka Bir Külkedisi Masalı” başladı. Bu özellik bence kitap kapağında belirtilmeliydi. Okur olarak tek bir roman beklerken içinden “bonus masal” çıktı. Bu okuyucuya yapılmış bir sürpriz, hediye mi; yoksa sayfa sayısını arttırmak amacıyla yapılan bir ticari hile mi, bilemiyorum. Ama beni rahatsız ettiğini kesinlikle söylemeliyim. Siz de okurken “roman daha devam edecek” yanılgısına girmeyin diye uyarıyorum: Simru adlı roman, 192. Sayfada bitiyor. 195. Sayfa itibariyle “Simru” romanından bağımsız “Başka Bir Külkedisi Masalı” isimli ekleme hikaye başlıyor. *Bu bölümden sonra yazacaklarım, kitabın içeriğiyle ilgili olacağından ve az da olsa konunun ilerleyen kısımlarıyla veya sonuyla ilgili bilgi vereceğimi belirtip, kitabı okumayı düşünenleri uyararak devam edeyim yazıma. * Kitap, beklentimin üstünde edebi bir dille başladı. Zaten şair olan Kahraman Tazeoğlu’nun romanda da şiirsel dili kullanışı bence çok başarılı. Kitabın ilk sayfalarından itibaren beğendiğim cümleler, paylaştığım alıntılar oldu. Simru’nun kaleminden yazılan bir mektupla başlıyor roman. Simru, aşk acısını, ayrılığı ve hatta hayatı çok güzel anlatıyor. Ben de bu mektuptan sonra öyle bir Simru karakteri bekliyorum ki; romanla ilgili çıtayı yükseltiyorum. Ama maalesef hayal kırıklığı yaşıyorum! Bu kadar afili bir aşk mektubu yazan Simru, içi bomboş bir genç kız çıkıyor. Yani o mektubu Simru’nun yazmadığı çok bariz. Bu mektubu Kahraman Tazeoğlu yazmış diyorsunuz açıkça. Simru, kolları kaslı, karnı güçlü, omuzları sağlam; ama bacakları cılız bir güreşçi gibi kalıyor bir anda gözümde. Bu mektubu yazan birisinin çok bilgili, kültürlü, ileri görüşlü bir genç kız olduğunu düşünüyorum. Ama bizim Simru, âşık olduğu kişiyi bile, tanımadığı birisinin kendisine söylemesiyle anlıyor. Bu karakter yani “Ceyhun”, ne Simru’yu ne de ilişki yaşadığı “Ali”yi tanıyor. Ama Simru’ya diyor ki: “Sen Ali’ye aşıksın.” Simru da koşa koşa Ali’ye gidip diyor ki “Ben sana aşıkmışım” Bunu yazarın başarısız bir karakter sunması olarak yorumluyorum. Bu durumla alakalı daha fazla yorum yapmıyorum. Yazar şu anki gençlerimizin konuşma tarzını, yaşayış şekillerini, üsluplarını iyi analiz etmiş. Özellikle “Hakan” karakteri, bana göre kitaptaki tek başarılı ve gerçekçi karakter. Pejmürde yaşantısı, kullandığı kelimeler, bilgisayar ve teknoloji bağımlılığıyla iyi analiz edilmiş bir tip. Yazarın başarısı da gençleri iyi incelemesinden geliyor sanırım. Tabi nazımdaki başarısını da yabana atmamak lazım. Gelelim ikinci hikâyemiz “Başka Bir Külkedisi Masalı”na. Bu ekleme masal, “aldatılmak” alt zemininde, lösemili bir çocuğun yakınlarının yaşadıklarını anlatıyor. Yani birinci konu tutmazsa ikincisi kesin tutar zihniyetinde yazılan, tamamen ticari amaçla eklendiğini düşündüğüm bir hikaye. Keşke hiç eklenmeseydi, başka bir eserde buna yer verilseydi. Sonuç olarak şiir dili güçlü olan yazarımızın eserini beğenmediğimi söyleyemem, beğendiğim yanları oldu; fakat çok fazla beğendiğimi de söyleyemem. Elbette Kahraman Tazeoğlu, daha başarılı eserler verebilecek kapasitede bir yazar bence. Arz – talep meselesi zemininde mi yazıyor; bilemem, çünkü farklı bir eserini okumuş değilim. Ama başarılı bir yazar bazen “toplum için sanat” yapabilmeli, evet. Ama öncelikle inandığını yazmalı. Yazdıklarımız, bize başarı getirebilir, maddi kazanç sağlayabilir. Yürekten dökülen sözcüklerin ise maddi kazancı olmasa da manevi kazancı hep var olur. Yazarlarımızın maddi dertten ziyade edebi derdi temel alarak yazmasını temenni ediyorum.
Simru
SimruKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20173,583 okunma
··
152 görüntüleme
Yavuz Selim SEFEROĞLU okurunun profil resmi
Harika bir yorum. Becerebilseydim ayni yorumu yapardım.
Kitap her yerde okunur okurunun profil resmi
Bukre yi okumuştum birkaç yıl önce. Bana hitap etmemişti yazarın kalemi.
Kitap Misâfîri okurunun profil resmi
Bana da pek hitap etmedi; ama kendini okutmayı başarıyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.