Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

456 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
tarih bilinci ve sundukları
Onaylı yorumcu olarak yazmış olduğum ve kitapyurdu.com/index.php?route... adresinde yayınlanan bu inceleme yazısının tüm telif hakları, kitapyurdu.com a aittir. Tarih bilinci; deneyim, aydınlık ve adalet üretir Tarih bilinci, hukuk bilinci oturmadan, demokrasi, çoğulculuk, hak ve özgürlükler birikimi oluşmadan, mantık ve mukayese donanımı gelişmeden; atacağımız her bireysel ve toplumsal adım, yarım/yanlış/noksan ve aldatıcı olacaktır. Şimdiye dek yakın tarih, İstiklal savaşı, kurtuluş mücadelesi, Kuvâ-yı Millîye ruhu temalı birçok kitap ve makale okudum. Hepsinde ayrı bir üslup, ayrı bir detay yakalayarak yararlandım. Fakat “Son Cüret” adlı kitabı okumasaydım bilgim ve heyecanım eksik kalırdı. Bu kitap bir roman veya öykü anlatımı içermiyor. Kronolojik tarih bilgileri içeren ders kitabı formunda da yazılmamış. Yalın, etkili, mantıklı, tutarlı bilgi ve yorumlarla pekiştirilmiş bir anlatım tercihiyle kitaba dönüşmüş. Yedi bölgesinden kuşatılmış, içeriden de işbirlikçiler, teslimiyetçilerle desteklenmiş çok yönlü bir savaştan; kararlılık, cesaret, azim ve sabırla nasıl mucizeler yaratarak çıktığımızı coşkuyla okudum. Bu son cüret aşkı hiç eksilmesin, yükselen bir ivme ile devam etsin. Yazar, kitabın sonunda listelediği gibi 153 seçkin eserden yararlanmış. Yararlanılan 153 esere, liste şeklinde numara verilmesi, sayfalardaki anlatımların altına, hangi eserden alıntı yapıldığının en azından kaynak numarası verilerek belirtilmesi; kitaba daha verimli, güvenilir ve akademik bir nitelik kazandıracaktır. Böylece hangi anlatımın tarihi bir bilgi, nakil, hangi anlatımın sosyolojik ve felsefi bir yorum olduğu anlaşılacaktır. 452 Sayfalık bu kitap; cumhuriyetimizin kuruluş ve kurtuluş değerlerine saygılı olanların, özgüven, cesaret ve heyecanını artıracak, çarpıtmalarla yanılgıya düşmüş, vefa anlayışından uzak, dogmatik bilgilerle değersizleştirenleri de belki ikna edecek, zihinlerinde bir sorgulama, bir şüphe kapısı aralayacaktır. Yıkılmaya başlamış, rüzgârın yönüne göre kaderine terk edilmiş bir imparatorluğun küllerinden, yeni bir devlet inşa eden iradenin başarısını anlayamayan veya hazmedemeyenler, “Lozan’da ne aldık, ne verdik” gibi basit sorularla oyalanmış fakat bu ülke neden küresel sırtlanlara yem olacak duruma düştüğünü sorgulama cesareti, iradesi ve zekasını gösterememişlerdir. Bugün, “ancak” kurtarılmış bir vatanı sevebilenlerin, yeni kurulan ve yakında 100. Kuruluş yılını kutlayacağımız Cumhuriyet’i itibarsızlaştırmak için her yolu mubah görenlerin kendilerini de “vatan ve milletsever” olarak takdim etmeleri; ne kadar gerçekçi ve kabul edilebilir ki? 119-122. sayfalarda anlatılan Kara Fatma lakaplı, Fatma Seher Erden adlı unvansız milli kahramanımızın cesareti, azmi, sabrı, kararlılık ve mütevazı yaşam tercihi, okurken beni çok etkiledi. 167. sayfada Antep bölgesinde mücadele veren teğmen Şahin Bey’in azim ve cesareti yeniden varoluşumuzun temellerini oluşturmaktadır. Dile kolay, İzmir’den Maraş’a, Samsun’dan Mersin’e memleketin 70 farklı noktasında çatışmalar vardı. Kitapta, daha önce adını şanını hiç duymadığımız, ünsüz/isimsiz milli kahramanlarla karşılaşacaksınız. İngiliz, Yunan, Fransız, İtalyan, Rus ve Amerikan askerlerinin, Rum ve Ermeni çetelerinin; kara, hava ve deniz birlikleriyle, dört yandan sarılmış, kuşatılmış yurtta, kurtuluş mücadelesi vermek, gerçekten de cesur yüreklilerin, “Son Cüret” ve son şansıydı. Bu mücadeleye karşı çıkmak, itibarsızlaştırmak, kurulan yeni cumhuriyete alternatif olarak Yunan, İngiliz, Fransız veya Amerikan sömürgeliğine razı olmak; ahmaklığın zirve noktası, vatan hainliğinin en niteliklisi, tarihe/meşruiyete/adalete/ bilimsel gerçekliğe düşmanlığın tepe noktası, milletin azim ve kararlılığına vefasızlığın hayal edilemez bir nitelikteki örneği değil de nedir ki? Lozan Anlaşması’nı bir kazanım veya zafer olarak göremeyenlerin amacı, önerisi, alternatifi ve beklentisi nedir ki acaba? “Keşke Yunan galip gelseydi” “İngilizlerle anlaşsaydık” gibi İstanbul saray hükümeti merkezli anlayışlara mı özlem duyuyorlar yoksa? Tamamen teslimiyeti temsil eden Sevr Anlaşması’na mı razı gelmek istiyorlar veya İstanbul Hükümetinin, İngiliz, Fransız, Amerikan orijinli manda sömürge yönetimini mi destekliyorlardı? Kitabın sonuna; tarih bilincinin tanımı ve ilkelerini, gereğini/mantığını ve yöntemini anlatan bir “sonuç yazısı” eklenmesini öneriyorum. Ayrıca dikkatli ve deneyimli bir editör tarafından anlatım ve imla hataları düzeltilmelidir. Bu eser, Kurtuluş savaşı ve milletçe verdiğimiz kurtuluş mücadelesinin daha iyi anlaşılması ve hatırda kalması için öncelikle okunması gereken kitaplardandır. Radyo tiyatrosu formunda seslendirilmesi de faydalı olacaktır. Dıştan gelen işgalciler ve dahilde oluşan sinsi işbirlikçi hainlerle mücadele edip, bilim, siyaset, eğitim, tarım, sanayi, sanat ve diğer alanlarda yenilik ve üretimleri başarmanın adı: “Anadolu Mucizesi” olmalıydı. Şu notu da eklemeden geçemeyeceğim. Tarihi olaylar; nedenleri, gerçekleri, sonuçları, kazanımları, ziyanlarıyla birlikte değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. “Keşke…” , “Ben olsaydım…” ile başlayan suçlama veya tavsiye cümleleri kurabilmemiz için, o zaman ve mekanın şartlarını iyi düşünmek, tartmak ve değerlendirmek gerekir. Millî Mücadele, Kuva-yı Milliye, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet, devrimler ve aydınlanma hareketi, dönemin cesur ve özverili kahramanları için; haksız, yersiz, ölçüsü gereksiz, densiz hakaret ve suçlamalardan uzaklaşılmadığı sürece, millet ve ülke bütünlüğü yönünden zarar eden hep bizler olacağız. Bu kitap; gelecek adına yanlış adım ve temel atmamak adına, geçmişi gözlem açısından kısa ve öz bilgiler sunmaktadır. En az 20 farklı dünya diline çevrilerek; kâğıt ve e-kitap formatında satışa sunulmalıdır. İyi okumalar Ali Rıza Malkoç arm.web.tr
Ali Rıza Malkoç
Ali Rıza Malkoç
Son Cüret
Son CüretYılmaz Özdil · Sia Kitap · 20202,981 okunma
·
377 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.