Gönderi

İnsan üzerine bir kavrayış hiç de akılsal yoldan temellendirilemez; tersine insan karanlık bir ilk temele bağlıdır. Bu, "Sturm und Drang” (Fırtına ve Atılım) akımı içinde yer alan Alman pietistlerinin ve önceme romantiklerin, Aydınlanmanın akılsal ve akılcı insan tasarımına/portresine karşı verdiği yanıttır da. Goethe bir keresinde Hamann üzerine bir değerIendirme yaparken şöyle demişti: "Herşeyi tek temele bağlamak kabul edilebilir bir şey değildir." Ve bu şöyle tamamlanabilir: İnsanı akılsal yoldan temellendirmek de. Heidegger'in başat heyecanları, ironi, cansıkıntısı, şüphe ve Korku'dur. Ve bunların hepsi zaten romantizmin de temel "yaşam duyguları”dır. Yolumuz ancak "içten" yönlenir. Novalis'in ünlü sorusu bu konuda şuar olmuştur: "Nereye doğru gidiyoruz böyle? Daima eve doğru." Ve Heinrich von Ofterdingen'den aşağıdaki alıntı, Heidegger'in Zamansallık kavramının şiirsel tanımı olarak anlaşılabilir: "Kendi dünyalarıyla sonsuzluk, geçmiş ve gelecek içimizdedir veya hiçbir yerde değildir, hiçtir." İnsanın tanıdığı şey, hissettiğinden fazlası değildir.
·
383 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.