Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah, Mekke ve Medine'yi bu vehhabilerden korusun/kurtarsın inşallah
Medine Haremi'ndeki müze çok zengindi. Sadece böyle Padişah mektuplarını ihtiva etmiyordu. Aynı zaman da Harem'de kullanılmak üzere gönderilen kıymetli şamdan, avize, hüsn-i hat... vs. bir müddet sonra yenileri geldiğinde bu müzeye kaldırılırdı. Şairlerin yazdıkları na't-ı şerifleri, devrin hattatları tablo haline getirir, bunlar Medine Haremi'ine gönderilerek bir müddet burada asılı dururlardı. Sonra da yenileri geldikçe eskiler yer darlığından dolayı bu müzeye kaldırılırdı. 1961 senesinde bir Ramazan-ı Şerifte Suudi Arabistan'da bulunmuştum. O yılın Ramazan bayramında Abdülkadir Hacim adındaki bir Doğu Türkistanlı'nın evinde, vehhabiliği kabul etmiş başka bir Türkistanlı ile karşılaştım. Onun anlattıkları karşısında dehşete kapılmamak mümkün değildi. O, bu müzenin târumâr edilişi hakkında şu bilgiyi vermişti: I. Suud Kralı Abdülaziz 1932 yılında "Hicaz Krallığı"nı İngilizlerin yardımıyla yıkarak bu ülkeye hâkim olduğunda asırların birikimini ihtiva eden bu müzeyi târumâr etmiştir. Bu bilgiyi veren Türkistanlı Medine Haremi'nde asılı levhaların Türkçe, Arapça ve Farsça karışık ibarelerini okuyamayan Suudlar tarafından yardıma çağırılmış. Kapı gibi levhaları duvardan indirip kendisine okutmuşlar. Bir-iki cümle okuyup tercüme edince, başta kral olmak üzere: "-Küfür!.. Küfür!" diye bağırarak imhayı emrettiklerini, Peygambere medh ü senânın küfür teläkki edilmesiyle binlerce sanat şaheseri tablonun Harem önündeki meydanlıkta yakıldığını, müzenin de böylece târumâr edildiğini anlatmıştı. Bu tahribatın izlerini Medine Haremi'nde bugün dahi görmek mümkündür. Osmanlılar, Harem-i Şerifi büyütünce, O'nun Peygamber Efendimiz zamanındaki kısmının belli olması için o kısımdaki sütunları, insan boyu hizasında beyaz mermerle kaplamışlar, bu mermerlere bazı nat-ı şerifleri hak ettirmişlerdi. Bugün dikkat edilecek olursa, o sütunlarda bu nat-ı şeriflerden bazı kelime veya mısraların tarakla kazınmış olduğunu görülmektedir. Bunların izleri hâlâ mevcuddur. Zira Peygamber Efendimize aşırı muhabbet, Vehhabilerce şirk sayılmaktadır.
·
520 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.