Olay, 70'li yılların başında, Karadeniz'in küçük bir sahil kasabasında geçiyor. 12 yaşındaki Salih'in ; korkuları, hayalleri, özlemleri, saflığı, babaannesi ile olan sorunlu ilişkisi, umutları, İnsan, hayvan ve doğa sevgisini en saf haliyle yaşayan bir çocuğun hikayesi destansı bir şekilde anlatılıyor bu kitapta. Salih'in hayalleri ile gerçek olaylar arasında ani geçişler olduğu için zaman zaman anlamakta zorlansam da, yazarın çocuğun düşlerini efsaneler ile harmanlayarak anlatmasını çok beğendim. Tabi bu efsaneleri anlatırken, yazar her zaman yaptığı gibi büyüklere mesajlar da veriyor. 12 yaşındaki Salih yaşadıkları olaylar nedeniyle o kadar çok sorular soruyor ki kafasında, resmen hayatı sorguluyor. Tabi cevaplarını bulamıyor ve bu durum onda bir takım gereksiz korkulara neden oluyor. Gerçi biz yetişkinler de pek farklı değiliz ya...