Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
Salon Köşelerinde
Romanımız esasında bir Servet-i Fünun dönemi romanı ama bir roman halinde basılması 1912 yılını buluyor. O zamanda Safveti Ziya Bey nasıl bir halet-i ruhiye içerisinde idi bilemeyeceğim ama kitap benim için biraz anlamsızdı. Neden anlamsız olduğuna geleyim. Öncelikle romanımızın baş kahramanı Şekip Bey, o davet senin, bu balo benim gezen bir tip. Kitaptan anladığım kadarıyla da sabah akşam vals yapıyorlar. Öyle ki iyi vals ediyor olmak büyük bir övünç kaynağı. Zaman geçip dansa güncelleme geldikçe Şekip Bey de yeni usulleri öğrenip öğrenip yine vals ediyor. Kısacası hep vals ediyor. Çok fazla vals dediğimin farkındayım ama kitabı okursanız hak vereceksiniz. Günlerden bir gün yine bir baloda vals ederken bir İngiliz kızı olan Miss Lydia'ya aşık oluyor. Bizim Şekip aşık oldu olacak, aşkını Lydia'ya itiraf etti edecek diye beklerken zaten kitap sonlanıyor. Bu arada da davetten davete koşup vals ediyorlar :) Kitapta Şekip'in çalıştığını pek görmüyoruz, bu değirmenin suyu nereden geliyor o kısmı da pek anlamadım. Neyse çok uzatmadan, vatan millet sevdası uğruna son anda hayatının aşkından vazgeçiyor. Bu kısmın kitaba son anda monte edilmiş gibi durduğunu da söylemeliyim. Herkese iyi okumalar dilerim
Salon Köşelerinde
Salon KöşelerindeSafveti Ziya · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,158 okunma
·
774 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.