Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
“Kültür de bir silahtır..”, hafife almamak gerekir..
“Sorunsuz ülke yoktur, sorunlarıyla en iyi şekilde başa çıkmış ülkeler gelişmiştir..” cümlesini özet kabul ederek incelememe başlıyorum.. ;) Kitabımızla üniversite yıllarımda ders kitaplarının yanına yardımcı kitap olarak hocamız okutmaya başladığında tanışmıştım. Galiba o zamanlar ilk basımı yani 2007 yılındaki basımını okumuştuk.. Kitap zorunlu olarak okutulduğu için olsa gerek zor gelmişti bana ama yine de okunması gereken kitaplar arasına almıştım.. Özellikle Ortadoğu, Mısır, Kırım anlatımları hafızama işlenmişti.. Yıllar sonra tekrar okumak istedim. Tabii güncellenmiş basımını okudum şimdi. Bu sefer okuduğumda aslında kitabın çok daha akıcı, öz bilgiler içerdiğini gördüm. Okuma sürem biraz uzadı çünkü her bir bölümü sindire sindire üstünde düşüne düşüne okuma ihtiyacı duydum.. Kitapta çeşitli ülkeler 21 başlık altında ele alınmış ve her başlık yazarın gözünde ziyaret ettiği çeşitli yıllardaki değişimleriyle, tarihi değerleriyle günümüzdeki durumuyla birlikte ele alınmış. İlber Hocamız kendi düşüncelerini bilgi birikimini okuyucuya sıkmadan ustalıkla aktarmış.. Bazı bölümler uzun bazı bölümler daha kısa ve öz. Tabi hocamızın daha çok etkilendiği yerleri daha ayrıntılı ele aldığını gözlemledim ben. Belki her okuyucu öyle düşünmeyebilir. Rusya, İtalya, Ortadoğu bir başka anlatılmıştı bence. Bunda hocamızın ülkelere ilgisini gözardı etmemek gerekir tabii. Tarihi geçmişimizin uzantılarına bir tarihçi gözüyle hayranlığını dile getiren İlber Hoca benim çok hoşuma gidiyor. Kitaplarını, kalemini beğeniyorum ama programlarını izlerken aynı lezzet geçmiyor bana. Bunu da belirtmeden geçmek istemedim.. Bu defa kitabı okuduğumda İran, İspanya, kısa da anlatılsa Japonya, Macaristan ilgimi hayli cezbetti.. Daha önce bu dikkatle okumadığımı da farketmiş oldum.. Kitapta ilgimi çeken bir başka şey, gözümüzde büyüttüğümüz ülkelerin aslında çok da mükemmel olmadığıydı. Aşağılanan, bugün değersiz bir yere konulan çoğu ülkeler aslında ne kadar değerliydi görebilene.. Ülke olarak kendi potansiyelimizin farkına varamadığımızı, değerlerimizi kendi ellerimizle katlettiğimizi okurken görmek üzücüydü. Bugünün dünyasında boğulurken tutunmamız gereken değerleri yıkmak bize özgü bir şey miydi sadece? Üstelik çevremizdeki dünyaya sadece günümüz modasıyla bakıp Paris, Londra havası atıp geçmiş bağlarımıza dokunmamız gereken İran, Endülüs(İspanya) gibi yerleri gözardı etmek toplumumuzu yüceltir miydi?, bir düşünmek gerek.. Bilmemiz, anlamamız gereken şeylere ne kadar da uzağız.. Atatürkʼün ilkelerini rehber edindiğini söyleyen insanlar bile sadece gösteriş budalası olmaktan öteye geçemiyor.. Siyaset yapmayı, ötekini hor görmeyi, kabul etmemeyi marifet saymışız.. Sahnenin arkasındakini görebilme bilincini kazanmamız için değerlerimizin, kültürümüzün, tarihimizin farkına varmamız gerekiyor. Dış dünyayı doğru algılayabilmek, tanıyabilmek bize kendi yönümüzü de gösterecektir. Kitap bu bilinci hatırlamamız içinde ipuçları veriyor aslında. Gezmek sadece görmek değil hissetmekle olur. Öğrenerek okuma yapmak isteyen bütün okurlar sıkılmadan kitabımızı okuyabilecektir.. Şehirleri hissederek görebilmemiz dileğiyle.. Keyifli okumalar diliyorum..
Eski Dünya Seyahatnamesi
Eski Dünya Seyahatnamesiİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20201,167 okunma
··
360 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.