Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Gönderi
Mutlu Pazarlar!
Kırmızı Kitap nedir? Evvela bu soruya cevap verebiliyor olmamız gerekli. MGK yani Milli Güvenlik Kurulu tarafından hazırlanan, zaman zaman adından bahsedilen, Kırmızı Kitap adıyla nam salan ve Devletin Gizli Anayasası olduğuna inanılan bir kitaptır. Devlet için en temel ve net bilgileri içerdiği düşünülür. Hakkında en detaylı ve geniş bilgi Hasan Celal Güzel tarafından verilmiştir. Onun dışında ne açıklayanı ne anlatanı bulunmaktadır. Bu da haliyle merak uyandırıcıdır.
Bu konuda daha da ileriye gidersek bazı söylemler mevcuttur. Devletin sahibi ve yöneticisinin bürokrasi olduğu bu yüzden de Kırmızı Kitap’ın sadece müsteşarlara verdiği ve bakanlara verilmediği açıklaması var. Hatta bakanların, idare edilmesi gereken çocuklar olduğu vurgusu da oldukça dikkat çekicidir. Hatta bu kitabın içerisinde olmayan hiçbir konuyla alakalı yasa dahi çıkarılamayacağı bilgisi mevcut.
İçeriğinin hiçbir şekilde bilinmemesi, mecliste yöneltilen sorular, verilen cevaplar, anlatımlar ve açıklananları göz önüne alınarak nelerden oluşabileceği üzerine yorumlar mevcuttur. Dan Brown ve Vatikan meselesi gibi tasvirler yalnızca tahminlerden ibaret demek doğru bir yorum olacaktır. Sadece anlatılanlar ve yalanlanmayan haberler çerçevesinde bakabiliyoruz ve 3 temel konu görüyoruz: Yunanistan ve Yunan Sorunu, Kıbrıs Sorunu ve pkk. Bunlar dışında birkaç örgüt de farklı zamanlarda haber yapılsa da 3 ana başlığı bunların oluşturduğu gözlemleniyor.
Açıkçası zamanında merhum Alparslan Türkeş tarafından dile getirilmiş ve o günden sonra ilgi çekici olmuş bir kitap. Hiç olmayabilir de ama olabilir de. Zaten bu merak tetikleyici unsur. Şöyle de açıklayabiliriz bunu aslında, eğer bu kitap varsa Kurtlar Vadisi sadece bir dizi değil. Eğer yine gerçekse, bu kadar bilgi ve belge ışığında nasıl bir dizi yaptılar ve kimse nasıl karşı çıkamadı. Bu şekilde sorular da uzayıp gider. Hepsi bir kenara sadece komplo teorisi de olabilir, yerseniz.
Kitap ise 5 ana bölümde inceleniyor. Burada yazılan, anlatılan ve aktarılan bilgiler ışığında Kırmızı Kitap özelinde bir tahmini analiz de yapılıyor. Tabi bunun dışında anlatılan konular da oldukça dikkat çekici. Aslında bilinen konular olduklarını inkâr etmek, ahmaklık olacaktır desek yeridir. Mesela, sorusu gelebilir. Cevaplamaya çalışalım.
Birinci bölüm bizlere Yeni Dünya Düzeni adıyla verilmiş. Bu bölümde dünya düzeni incelenirken Dünya Devleti Kurma İdealleri uğrunda dünya düzen ve yönetimi ele alınıyor. Egemenlik Savaşı başlığında ise Rusya – ABD arası Soğuk Savaş döneminden başlayan çekişme ele alınmış. Şimdi buna bir de Çin eklendi. Nedense her türlü eylem ve olayda, savaşa giren devletlerin para birimlerine karşı bile paramızın değer kaybı ise ilginç noktalardan. Hiçbir şey yapmasak bile bize bir şey oluyor, mutlaka etkileniyoruz. Üzücü tabi. Bu başlıkta son olaraksa Küreselleşme inceleniyor ki özellikle Global Ekonomi ve Ekonomik Tehditler dikkatle incelenmiş. Eskiden gizli kapılar ardında yaptıklarını açık açık yapmaları biraz da bunun rahatlığı mı diyelim bilmiyorum, hatırlayalım geçtiğimiz aylarda oldukça popüler bir derginin paylaşımını, kapağında buğday resmi paylaştı ve bir kriz olacağı haberini verdi. Tabi bizim inancımıza göre rızkı veren Allah, aynı zamanda rızkımıza da kefildir. Ancak bu boş oturup, yemeklerin bize gelmesini bekleyeceğimiz anlamına gelmez. Daima çalışacağız, çalışacağız, çalışacağız...
İkinci bölüm ise Savaş ve Terör başlığında inceleniyor. Evet, pek çok kadim medeniyete ev sahipliği yapmış, tarihin ilk yazılı belgelerinin dahi sahibi olan Atalarımız sayesinde dünya var olduğundan beri varız. Nereye giderse gitsinler bulacakları tek şey Türk, diye boşuna dememişler. Böyle büyük bir medeniyet ve tarih haliyle savaş ve mücadeleleri de beraberinde getirecekti. İşte biz bu savaşlardan siber ve psikolojik savaşlara kadar hepsini inceleyeceğiz. Terör ve Terörizmi inceleyecek, Küresel Terör ve yanında kullanılan, bu berbat ve lanet amaçlara alet edilmek istenen Din kavramını da inceleyeceğiz.
Üçüncü bölüm Türkiye Gerçeği adı altında yayımlanmış. Bu bölüm en dikkat çekici bölümlerden birisi olarak göze çarpıyor. Özellikle Ilımlı İslam ve Dinler arası Diyalog meselesi çok dikkat çekici konular. En azından benim dikkatimi çeken konulardan. Bilhassa bu iki meselede birileri zamanında birilerini nasıl alkışlayarak destekliyordu. Tabi bunlar dışında Türkler, Türk Milletinin Değerleri, Etnik Yapı ve Dinamikleri gibi konular da bu bölümde işleniyor. Türk Milletinin Yönü adlı bir kısım var ki bu bölümde. 4 başlık altında inceleniyor ve her başlık çok değerli.
Dördüncü bölüm ise Kırmızı Kitap meselesine en yakın meselelerin işlendiği başlıklardan biri olarak göze çarpıyor. Güvenlik Stratejileri adındaki bu bölümde Tehdit Analizleri yapılarak bilhassa güvenlik problemi ve terör hareketlerine eğilim var ki; bunlara nasıl cevaplar verildiği, yapılanlar ve yapılacaklar da anlatılmış. Tabi terör deyince aklımıza gelenler malum olduğu için; yok canım düşünce özgürlüğü diye safsata yapanlar varmış bunu da gördük bu arada. O arkadaşların kayıpları olmadığı için çok rahat konuşuyorlar belli. Ya da şehit olan asker, polis, jandarma, doktor, öğretmen hatta çocukları görmezden gelebiliyorlar. Vicdanlarını kaybetmişler bile diyemiyorum bunlara, kaybetmeleri için önce ellerinde olmaları gerek çünkü. Buna nasıl siyaset gözüyle bakabildiklerini de anlamıyorum ya neyse. Arkalarını dönseler de kimin kucağındalar, kucaklandıkları bayrak kimin bir baksalar belki akılları başlarına gelecek de işte. Neyse babamızın ve Atamızın da dediği gibi: Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
Beşinci bölüm ise adeta en güzeli en sona sakladık mesajını veriyor. Milli Devlet Güçlü Devlet parolasının işlendiği bu bölümde Türkiye ve stratejik hamleleri çok güzel incelenmiş. Bu konu hakkında söylenebilecek en güzel yorumlardan biri de başta yeni nesiller olmak üzere yetişecek her nesle milli bilinci, atasını, yaptıkları mücadeleleri kısaca tarih bilincini, millet bilincini aşılayabilecek yarınlar, ortamlar hazırlamaktır. Çünkü bizim insanımız aptal olmadığı gibi saf da değildir. Büyük düşünmeye mecburdur, büyük düşünecek toplum yapısına da sahiptir. Bunun da en önemli yapı taşı eğitimdir. Ayrıca bu eğitim kalite kokan yerlerde olmalıdır. Apartman dairesine bile üniversite izni verip buralarda eğitim vermekle olmaz. Teşbihte hata olmaz der Aziz Nesin; Sen kanalizasyon çukurunda fareye eğitim verirsen temiz bir dünyaya açıldığında göreceği tek şey pislikler olur. Anlatabilmişimdir umarım.
Eğitimin önemine o kadar inanıyorum ki, bütün hayat mücadelem eğitim için olacak, böyle de yapıyorum. Hiçbir şey yapamazsam okumak, araştırmak isteyen pek çok kardeşime de büyüğüme de yıllardır okumak istedikleri pek çok kitapta yardımcı oldum ve olmaya da devam ediyorum. Biz üzerimize düşeni yapalım, dünyamızı değiştiremesek de kendi dünyamızı güzelleştirmek adına mücadelemizi ölene kadar sürdürelim derim.
Hepimize iyi ve faydalı okumalar dilerim..
·
383 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.