Merhaba arkadaşlar,
Bu kitabı okurken, mütercimi Volkan Yalçıntoklu vefat etti. Onun anısına ve kendisine bir teşekkür mahiyetinde kitapla ilgili kısa bir iki kelam etmek isterim.
Kısa diyorum, zira bu kitap hakkında başka bir kitap bile yazılabilir. Bu da bizim haddimizi aşar. Müsaadenizle konuya teknik açıdan yaklaşmak istiyorum.
1862 de çok verimli bir zamanda yazılan bu eser tam 160 yıldır basılıyor ve okunuyor.
Verimli bir zaman dedim zira Turgeneyev " Babalar ve Oğullar" ı, Dostoyevski " Ölüler evinden Notlar " ı bu yıl basıldı. Hemen önünde Charles Dickens ," Büyük Umutlar " ı yayına vermişti. Tolstoy Amca da " Kazaklar " ı yazmakla meşguldü.
Eser 1700 sayfa- tabii ki piyasa da kuşa çevrilmiş hallerini de bulabilirsiniz, ki bu bana esere ve yazara saygısızlıkmış gibi geliyor dersem ağır mı konuşmuş olurum, öyleyse af ola - . Eser aslında 6 kitaptan oluşuyor desem yanlış olmaz diye düşünüyorum. 6 bölüm. Her bölüm konuya başka bir yerden sil baştan tekrardan giriyor ve diğerleriyle bağlanıyor.
Kitap akıyor mu ? Akıyor. Lakin akıcılığı yazar kendi bölüyor. Bir anda kurguyu bırakıyor size başka bir şeylerden bahsetmeye başlıyor. Bahsettiklerine ilgi duymayanlar için bu araya girişler sıkıcı olabilir.
Kitabın kurgusundan bahsetmeye gerek var mı ? Kitabı okumayanlar bile filmini izlemiştir. Jean Valjane ı bilmeyeniniz var mı ? Şu bir gerçek hiç bir film ,kitabın yerini tutamaz.
Yazarımız iflah olmaz bir Romantik. Ayni zaman da siyaset adamı. Cumhuriyete, halkların kardeşliğine, eşitliğine ve özgürlüğüne ve bir de tanrıya inanan bir adam. Önce Fransayı sonra Avrupa yı birleştirip halkları kucaklamak isteyen biri. Krallıklar yıkılır Cumhuriyet kurulursa savaşlar dahil her olumsuz durumun ortadan kalkacağına canı gönülden inanmış birisi. 18.yyl başlattı.19.yyl tamamladı ve 20.yyl çok güzel olacak diyen biri. Dünya savaşlarına kadar da yaygın kanaat bu idi. Ama o akıl tutulması, Her şeyin o kadar net ve basit olmadığını gösterdi. Konu dağılacak.
Kısa dedim ama uzun oldu..En iyisi sözü Hugo ya bırakalım o kendi kitabını bakın nasıl tanımlıyor.
" Okuyucunun şu an elinde tuttuğu kitap tüm ayrıntılarıyla bir bütün olarak ele alındığında kesintileri, istisnaları, bezginlikleri ne olursa olsun, başından sonuna kadar kötülükten iyiliğe, adaletsizlikten adalete, yanlıştan doğruya, geceden gündüze, tutkudan vicdana, çürümeden yaşama, sorumsuzluktan göreve, cehennemden cennete, hiçlikten Tanrı'ya doğru yürümektir. Çıkış noktası madde, varış noktası ruhtur. Başta ejderha, sonunda melek. " ( sayfa 1450 )
Gelin kitap dostları 160 yıldır süren bu yürüyüşe katılalım
M.Myriel- sıradışı bir piskopos-,
Jean Valjane- hırsızlıktan azizliği yükselen yüce insan -
Fantine - ufacık yavrusu için kendini feda eden anne -
Cossette- gaddar bir ailenin kölesi olan o ufak yavru-
Marius- gerçek Hugo ya en yakın karakter -
Enjolras, Combeferre, Comfeyrac- direnişçi gençler-
Gavroche--- Ah Gavroche ---
Gelin bu Sefillere bir selam da siz verin , Sefiller.