Kadın, ortak ev idaresinin en önemli üretici gücü idi, o ailenin gelişmesi ve serpilip büyümesi işlerinden başını alamıyordu, ne var ki ona yalnızca konumunun yükümlülükleri verilmişti, hakları değil. Erkek, deyim yerindeyse, kadının işgücünü, onu ömür boyu koruma karşılığında sömüren sorumlu aile işvereniydi.