Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
insan iyi ya da kötü değildir; insan iyi ve kötüdür
Bu kitap, kendi zannımca edebiyata merak duyan her bireyin perspektifine önemli bir katkı sağlayacaktır. Neden mi? Edebiyat nedir? Salt olarak bir sanattır, yani yaratıcı bir dışavurumdur. Yaratılan, hayata içkin olan alternatif bir gerçekliktir. Mahdut yaşamlarımız sebebiyle dünyayı sarmaya yetişmeyen kollarımızın uzantısıdır aslında. Yaratılan bu dünyanın içerisinde, her birey kendi biliş düzeyinde gezinir. Nitekim her sanat eseri, aslında bireye bir ayna tutar; yaşamın aynasını. Birey bu aynayla ister yüzünü görür, ister ensesini, isterse de insana ait çoğu şeyi; isteyebilirse, istemeye gücü yeterse. Bütün bu süreçte, edebiyatın yaşama zenginlik katan sunumunu, zengin karakter envanterini, özgün kurgusunu, toplumun ve bireyin psişesini, farklı gözlükler mesabesindeki fikirleri ve diğer birçok şeyi temaşa eder, deneyimleriz. Ve önyargımız ne denli az ise o denli içselletirebiliriz. İçselleştirmek ise salt olarak benimseyip uygulamak değil, tam anlamıyla farkına varabilmektir. Bu nokta önemli zira insanın kişiliğini ve benliğini zenginleştiren en temel nokta farkındalıktır. Görmediğimiz, hatta görüp de algılamadığımız binlerce yaşamın yanlarından akıp geçiyoruz. Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz, ama farkındalık az oldukça nehrin suyu da zayıflıyor. Belki de belli bir durgunluk ve sıradanlıktan sonra, yıkanamıyoruz bile. Ve kokuyoruz. Bilişlerimiz, kabullerimiz, kalıpyargılarımız, önyargılarımız, tutumlarımız ve davranışlarımızla kokuyoruz. Ve bu topluma yayıldıkça da, kokuşuyoruz. En büyük kırılmalardandı aydınlanma. Zira insanlığın mentalitesini değiştirdi. Dogmaların ve sabit fikirlerin yerine, akıl ön plana çıkmaya başladı. Elbette handikapları da olmadı değil, hatta ne yazık ki çok oldu. Aydınlanma beraberinde kendi mitlerini getirdi. Modern toplum da o mitlerden yeni bir din ortaya çıkardı: hesaplanabilir, ölçülebilir, öngörülebilir ve verimli bir yaşam dini. Ve bu dinin soft gücü altında yine acılar var. Soft zira bir kılıfı var artık. İşte bu eserin önemliliği bu bağlamda. Aydınlanma ile beraber gelişen güzelliklerden olan özerkleşen estetik ve zayıflayan ortodoks ahlakçılıktan elbette edebiyat da nasibini aldı. Edebiyat enikonu sanatsallaştı. Salt toplumsal faydadan, keskin iyi-kötü ve güzel-çirkin ayrımından ziyade yaşamın geniş açıdaki trajikomedisini sunmaya başladı. Bu, edebiyat için müthiş güzelliklerin başlangıcı oldu. Bu eser de bu dönüşümü hatırlatıyor bize. Güzel iyi olmak zorunda mıdır ya da çirkin kötü olmak zorunda mıdır? Ya da her insan iyi olmak zorunda mıdır? Ya da her insan salt iyi ve kötü olarak mı ayrılır; yoksa insan hem iyi hem de kötü müdür? Bu anlaşılması gereken bir bütünsellik midir? Nietzsche’nin belirttiği gibi, hayat da insan da iyinin ve kötünün ötesindedir. Estetik özerkleşip bize bütüncül bir bakış açısı sundukça, edebiyatın kıymeti daha da arttı. Freud için kanonik bir bilim insanı derler, ki öyledir de, ondan önce bilinçaltı kavramını irdeleyen, tutumların peşinden giden yoktu. Ama aslında ondan çok daha öncelerde, estetiğin özerkleşmeye başladığı zamanlara dayanır insanın bilinçaltına dair yazılar. İsmi böyle konulmasa da; insan davranışındaki nedenselliği sorgulayan, iyiye ve kötüye bütüncül yaklaşan yazılarla edebiyat zenginleşip bize bambaşka tatlar vermeye başladı. Bu eser; Faust’taki Memhistopheles, Dorian Gray’in portresindeki Lord Henry ve Huzur’daki Suat karakterleri üzerinden, estetiğin dönüşümünü ve edebiyata yansıyışını ele alıyor. Bu karakterlerin dışında da estetik olgusunun tarihselliğini veriyor bizlere. Kötü olan şeytan mıdır, yoksa her insanda mevcut bir olgu mudur kötülük? Kötü olan, sunum itibari ile güzel gelir mi göze? Ya da sadece sunum değil, direkt kötülüğün kendisi de güzel olarak algılanabilir mi? Kötü nedir ve bunu hangi yapılar belirliyor? Ne demiştik aslında, edebiyat alternatif gerçeklikler idi. Ve alternatifliği sayesinde daha özgürce gösteriyor bize hayatı bütüncül olarak; gerçekliği sayesinde de kendimizi ve insanlığı daha iyi algılamamızı. Normatifliğin boyunduruğundan, süregelen iyi ve kötü algılarından sıyrıldıkça da zengin bir perspektif sunar hale geliyor. Zira hayatımızda öyle gerçekler var ki, her insan o gerçeklikleri görüyor, hissediyor; zira bağırıyorlar yanıbaşımızda. Ama toplumsal yaşam nedeniyle o bağırtılar birer fısıltı oluyorlar: sessiz çığlıklar! Edebiyat bize bu çığlıkları duyuruyor, korkmadan o çığlıklara kulak kabartmamızı sağlıyorlar. Spesifik olarak kitap şunlardan bahsediyor gibi bir inceleme yazısı yazmadım. Kafamdaki bütün şeyleri de yazamadım, ben kaliteli bir kurgucu değilim. Ama bütün bu yazdığım olguları, kitabın bağlamında düşünebileceksiniz. Bütün bu konuların denizinde, kitap sizin zihin yelkenlinizin rüzgarı olacak. Okuduğumuz edebi eserlerdeki estetik nüve ve yargılara daha derinden bakabilecek, onları daha iyi algılayabileceksiniz. Kitap bana güzel bakış açıları kazandırdı. Sorduğum soruların bazılarının cevapları kitapta yorumlanmış, bazıları da peşisıra zihinde beliren sorular. Kitabı okuyup bu soruların, binaenaleyh edebiyattaki estetiğin üzerine kendi düşünsel çerçevenizi oluşturabilirsiniz. Tavsiye ederim, bendeniz pekala memnunum okumuş olmaktan.
Kötülük Estetiği
Kötülük EstetiğiHacer Selçuk · Ketebe Yayınları · 202229 okunma
··
1.379 görüntüleme
Selman Ç. okurunun profil resmi
Öncelikle emeğine sağlık Ziya. Kendi bakış açınla çok güzel yorumlamışsın kitabı. Yorumlarını da çok değerli bulduğumu belirteyim. Sanırım Yaşamın Trajik Duygusu adlı kitabın etkinliğinde bu kitaptan bahsetmiştim, sonrasında da alıp okuman ve bu şekilde yorumlamandan dolayı da mutlu oldum. O toplantıda Ada kitabından da bahsetmiştim sanırım, onu da okumuştun. Daha nice güzel kitaplar okuman dileğiyle. Bu kitap özelinde de senin dediğin gibi farklı bakış açılarına sahip olmak adına önemli ve benim yazımda da belirttiğim bir konu olan çok fazla kurgu dışı eser okumayan okurlar açısından da bu eserlere bakışı ve daha fazla okumayı teşvik edici bir eser diyerek sözlerime noktayı koymuş olayım. Tekrar teşekkür ederim.
Ziya okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Selman, senin bibliyografik derinliğin benden fazla, tavsiyelerinden çokça istifade ediyorum. Bu kitaba dair yüz yüze sohbetlerimizde ve senin incelemende de nitelikli tespitlerin oldu; daha nicelerinr diyorum ben de.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.