Hades ölüler diyarı ve Yeraltı Dünyası’nın hâkimiydi. Hades, nadiren kendi ülkesinden çıkıp yaşayanların arasına karışıyorsa da söylencelere göre ölümlülerin dünyasına en az bir kez gitmişti. Bu ziyareti sırasında Demeter ile Zeus’un güzel kızı Persephone’la karşılaştı. Onun güzelliğine hayran kaldı ve onu hemen kaçırıp yeraltı dünyasına götürdü. Persephone Hades’in ülkesine hapsedildi. Kızının birdenbire ortadan kaybolmasıyla şaşkına dönen Demeter tüm dünyayı dolaşarak onu aramaya başladı. Demeter, yeryüzü tanrıçasıydı; kızını ararken ekinler yetişmedi dolayısıyla insanlar aç kalıp sıkıntıya düştüler. Bu, dünyada ilk kez kışın yaşandığı dönemdi.
Zeus, Hermes’i Hades’e göndererek ondan Persephone’u özgür bırakmasını istedi. Zeus’tan gelen kesin bir emirdi. Hades, Zeus’un emrine uyar gibi görünürken Persephone’u elinde tutmak için bir plan geliştirdi. Güçlü Kader Perilerinin kurallarına göre Yeraltı Dünyası’ndaki herhangi bir yiyeceği yiyenler asla ölümlüler dünyasına geri dönemezdi. Bu yasayı bilen Hades Persephone’a birkaç nar tanesi yemeye ikna etti. Böylece Persophone artık Yeraltı Dünyası’na ait oldu.
Zeus bile Kader Perilerine karşı çıkamazdı. Bununla beraber bir çözüm buldu. Persephone her yıl dört ay Yeraltı Dünyası’nda Hades’le birlikte olacak, kalan sekiz ayı da annesinin yanında geçirecekti. (Kimi söylencelerde bu süre altışar ay olarak belirtiliyor.)
Bu söylence mevsimlerin neden değiştiğini açıklıyor. Persephone annesinin yanındayken çiçekler açıyor, ekin yetiştiriyor ve meyveler oluşuyor ama kocasıyla Yeraltı Dünyası’ndayken bitkiler soluyor ve ölüyordu.