Bir doktor ve ona bir sebepten gelen kibirli, gururlu, soylu bir kadın. Bir dilek ve bu dileği yerine getirmeye delicesine arzulayan bir doktor. Efendisine ölünce bile bağlılığını devam ettiren bir uşak.
Ve kitabın sonunda bahsedilen "tuhaf bir kaza meydana geldi" de ki o sırra tanıklık durumu.
İnsan uğruna ölmeyi isteyecek kadar bir şeye bu kadar bağlanabilir mi? Ya da mesleğinin gerektirdiği görevi göz ardı edebilir mi?
Sırrı muhafaza etmek uğruna ölmeyi tercih etmek.
Dur durak bilmeden Zweig kitaplarını bir amok koşucusu gibi bitirinceye kadar okuyacağım galiba. Delicesine.
İyi okumalar...