Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

584 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Gökbörünün İzinde (Spoiler İçerir)
~ Ön Bilgi Bozkurtların Ölümü (13 Nisan 1946) ve Bozkurtlar Diriliyor (15 Nisan 1949) olmak üzere iki kısımdan oluşur. Hüseyin Nihal Atsız tarafından kaleme alınmıştır. Ne Anlatıyor? Roman birkaç arkadaşın konuşmasıyla başlıyor. Daha sonra konuşmaya Tonyukuk dedikleri bir tarih öğrencisi dahil oluyor ve yazacağı romandan bahsetmeye başlıyor. Birinci Bölüm - Bozkurtların Ölümü 621 yılında Çuluk Kağan, Çinli eşi İçing Katun tarafından zehirlenerek ölür ve yerine asıl taht sahibi büyük oğlu Tulu Han olmasına rağmen kardeşi Kara Kağan geçer. Tulu Han ise kuzeyi idare etmesi için gönderilir. Çuluk Kağan'ın iki oğlu vardır büyük oğlu Tulu Han ve küçük oğlu Kür Şad. Kara Kağan Türk töresince İçing Katun'la evlenir. Buna Çuluk Kağan'ın oğulları kin besler. İçing Katun eski Çin hanedanlığından gelmektedir ve o Çin hanedanlığını Tang Hanedanlığı devirmiş, yerine geçmiştir. İçing Katun Kağan'ın aklını çeler. Kağan İçing Katun'un Çin hanedanlığının başına geçmesi için onu destekleyecektir. İçing Katun'un bir de kardeşi Şen-king vardır. Beceriksiz bir heriftir. Ablasının yardımıyla makamlara sahip olacaktır ve bundan Göktürkler rahatsız olacaklardır. Birçok Göktürk subay, er ve erbaş tanıtılıyor. Bunlar Binbaşı Işbara Alp; onbaşılardan Yamtar, Sançar, Gökbörü, Üç Oğul, Kara Budak... Başkent Ötüken'de her ne kadar köle olarak nitelendirilse de Türkler'den daha rahat yaşayan Çin nüfusu hızla artmaktadır. Çinliler, Türklerin ticarete kafası pek basmadığı için onları dolandırır, ahlaklarını bozar, casusluk yaparlardı. Kür Şad bunun farkındaydı. Kağan ise önemsememekteydi. O İçing Katun'un etkisindeydi. Bu entrikalardan birisi onbaşı Kara Budak'ı almıştı. Onbaşı bir Çinli kadına aldanıp evli olduğu halde ona ilişmişti ve Türk töresince cezası ölümdü. Kadın onu aldattığı için bu haksız bir ölümdü. Binbaşı Işbara Alp'ın Çalık adında bir at uşağı vardı. Çalık bir casus fark etmişti ve onu yaralanarakta olsa öldürmüştü. Casustan bir mektup çıkmıştı. Başka bir casus ise Çalık'ı yatağında öldürmüştü. Sonradan anlaşılacaktı ki bu casus Şen-king'in subaylarından birisiydi. Şeng-king tümenbaşı olacak olan Binbaşı Işbara Alp'ın kızı Almıla'yı istemişti fakat alamamıştı. Ablasıyla birlikte bir oyun düzenlediler. Bu oyun başarısız oldu ve Almıla Onbaşı Pars ile Batı Göktürk Kağanlığı'na kaçtı. Tulu Han Kara Kağan'a kin duyuyor ve tahtı kendine almak için planlar kuruyordu. En sonunda Çin ile müttefiklik kurdu. Kür Şad'tan yardım istedi fakat Kür Şad bunu reddetti. Tulu Han Kağan'a isyan edemedi. Daha sonradan bu entrika anlaşılacaktı. Göktürk Kağanlığı'nın temelde iki geçim kaynağı vardı. Bunlar hayvancılık ve yağmaydı. Göktürk eline kıtlık gelmiş ve kağanlık zayıflamıştı. Kıtlıktan insanlar ölüyordu. Buna dayanamayan Dokuz Oğuzlar ve Suğdaklar isyan bayrağını çekmişlerdi. Kara Kağan'ın gönderdiği ordular yenilmiş ve isyanı bastıramamıştı. İlerleyen isyancılar Ötüken'i dahi ele geçirmişlerdi. Göktürk Kağanlığı iyice zayıflamıştı. Son çare olarak Çin'e akın düzenlemek vardı. Bu bir intihar olacaktı. 20.000 kişilik ordu çine akın yaptığı sırada tuzağa düşüp bozguna uğramış ve Kara Kağan tutsak alınmıştı. 100.000 Göktürk esir olarak Çin'in başkentine götürüldü. Çin devlet adamları Göktürkler'i asimile etmek için onları yerleşik hayata geçirmiş tarımla uğraştırıyorlardı. Bu böyle sürerken Kara Kağan kederden öldü. Bunlara dayanamayan Işbara Han ve Tunga Tegin intihar etti. Tulu Han da kalesine giderken ölmüştü. Kür Şad kendisini ve askerlerini bir bir Çin Kağanı'nın özel çerisine aldırıyordu. Çinliler Türklerin askerliğinden faydalanmak istiyorlardı. Böylece 9 yıl geçti. Kür Şad artık bundan bıkmış ve bir ihtilal planlıyordu. 40 Göktürk soylusunu topladı. Bunlar Bögü Alp, Yamtar, Gökbörü, Üç Oğul, Yumru, Gümüş, onların oğulları... Çin Kağanı geceleri sivil kıyafetlerle şehri gezerdi o fırsatta Çin Kağanı kaçırılacaktı ve Göktürklerin serbest bırakılması istenecekti. Başarılı olunursa da Kara Kağan'ın oğlu kağan seçilecekti. Kür Şad kağan olmak istemiyordu çünkü bu işi kendi çıkarı için değil budunu için yapıyordu. O gün geldi. 41 kişi toplanmıştı fakat fırtına vardı. Yağmur gökten boşalıyordu. Çin Kağanı hava yağmurlu olduğu için dışarı çıkmamıştı. Çin sarayını basacaklardı. Kür Şad planın öğrenilebileceğini ve Türk budununun kılıçtan geçirebileceği ihtimaline karşı planı uygulamaya karar verdi. Saray basıldı. Yüzlerce Çinli üstlerine saldırıyordu. Kağan kaçırılamadı. Kür Şad ve sağ kalanlar Vey Irmağı'na kaçtılar fakat ırmak taşmıştı. Çinliler binlerce kişi olmuşlardı. Son bir savaş ile hepsi uçmağa vardı. Onları Tanrı Dağı'nda Alp Er Tunga bekliyordu... İkinci Bölüm - Bozkurtlar Diriliyor İhtilalin üstünden 40 yıl geçmişti. Kür Şad'ın oğlu ile annesi kaçmış bulunamamıştı. Kür Şad'ın oğlu Urungu idi. Annesi oğlunun bulunmaması için onu saklamış kimseye söylememişti. Urungu da henüz Kür Şad'ın oğlu olduğunu bilmiyordu. Günlerden bir gün annesi ölüm döşeğindeyken Urungu'yu çağırdı ve Kür Şad'ın oğlu olduğunu ona söyledi, bunu kimseye söylememesi için oğlundan söz aldı. Urungu yakında bir Göktürk isyanı olacağını biliyordu. Ötüken'e doğru yola koyuldu. Giderken Dokuz Oğuz Prensesi Ay Hanım ile karşılaşıp ona gönlünü kaptırdı. Kür Şad'ın oğlu olduğunu söylemedi ama Ay Hanım buna inanmadı. Kutluk Şad önderliğinde Göktürk isyanı çıkmış, kurt başlı sancak tekrar göğe çekilmişti. İhtilalin kıvılcımı isyan ateşini yakmıştı. Urungu da bu isyana katıldı. Savaşlar yapıldı. Kutluk Şad, İlteriş Kağan adını aldı. Çinliler, Suğdaklar ve Dokuz Oğuzlar yenilgiye uğratıldı. Urungu Dokuz Oğuzlar'la yapılan savaşta Ay hanımın çadırına girmiş ah hanım onu okla vurmuş ve kaçmıştı. Ok urunguyu öldürmedi. İlteriş Kağan Urungu'yu Dokuz Oğuzlar'a elçi olarak gönderdi. Urungu Ay Hanım'la tan vakti yalnız konuşurken Ay Hanım Urungu'nun Kür Şad'ın oğlu olduğunu bıçağından anlamıştı. Bıçak Kür Şad'ın dedesinden hediyeydi ve üzerindeki yazılar yalnızca tan vaktinde görülebiliyordu. Dokuz Oğuzlar da Göktürklere bağlı oldular. Dokuz Oğuzların güçlendiğini gören İlteriş Kağan son bir seferle onları yok etti. Urungu savaşta gene Ay Hanım'ın çadırına girmiş fakat bu sefer onu ölü bulmuştu. Yanda yaralı olan Dokuz Oğuz binbaşısı ona Ay Hanım'ın Urungu'yu sevdiğini söylemişti. Urungu, Ay Hanım'ı alıp birlikte uçurumdan atlayıp uçmağa vardı. Onların aşkı uçmağda devam edecekti. Ne Hissettirdi? Kitabın arka kapağını incelemeye başladığımda dahi beni etkilemişti. Kapakta #168352885 yazıyordu. Kendimi bozkırda kımız içerken buldum :D. Kitap oldukça sürükleyiciydi. Merak ede ede, heyecanlanarak, uçmağa varanlara üzülerek, aşıkların kavuşmasına sevinerek okudum. Kür Şad'ın ayaklanması bana güç ve motivasyon verdi. Muhtaç olduğum kudretin damarlarımdaki asil kanda olduğunu bir kez daha fark ettim. İkinci bölümdeki aşk da ayriyeten güzeldi. Kendimi Urungu'ya benzettim. Kitabı okumaya başlamadan önce de Türkçü Marşı dinlemeyi ihmal etmiyordum :). Her Türk gencinin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Bozkurtlar
BozkurtlarHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202014,4bin okunma
·
351 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.