Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

161 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Tomris Uyar hayatının konuşulmasını pek sevemeyen bir yazar. Otuz beş yılı aşkın ödüller ve türlü başarılarla dolu yazın hayatı, özel yaşamının çarpıcılığı orada dururken değinmeden edemiyor insan.(Türk Edebiyatı’nın en gözde kadını) Adı geçtiğinde ve çoğunlukla kadınlar, hatta aralarında yazar olanları da var “II. Yeni’nin gelini” tabiriyle hafifsemeye uğraşırlar ki söyleyecek söz bulunamaz. Dört şairin aşkına mazhar olmuş… aşkın imgesi haline gelmiş bir kadın. Bu şairler olmasa II. Yeni diye bir şiir akımın oluşmasının imkanı var mı? Güzellik veya çekiciliğe indirgenebilir mi bu aşklar ‘gelin’ diye söyleyip geçelim. Dört şairin de aradığı farklı, üstün özellikleri taşıyor olmalı ki Tomris Uyar’a bunları yakıştırabilsinler ve aşık olabilsinler. Turgur Uyar ve Ülkü Tamer’in eşi, Cemal Süreya’nın üç sene aynı evde yaşadığı sevgilisi, Edip Cansever’in sebatla her doğum gününde şiir armağan ettiği aşkı. “Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. Bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana.” Yedi sene şiir yazmayan Turgut Uyar’a zorlayarak tekrar şiir yazdırmış, kendine yazılmış onca şiir de hala beğeniyle okunurken II.Yeni’yi Tomris Uyar yaşatmıştır veya II.Yeni’nin “yazar kraliçesidir” denilebilir ancak. Tomris Uyar öykü dışında kurgusal eser vermemiş. Benim de bir romanım olsun, şiir de yazayım duygusuna kapılmamış. Tam anlamıyla öykücü bir yazar. İki kez Sait Faik ödülünü alan tek isim ve altmışın üstünde çevirisi bulunan bir çevirmen. “Başkasına verdiğim özgürlüğün, yaratma, tek başına düşünme, yalnız kalma özgürlüğünün bana da verilmesini isterim.” Kendi sözlerinin eşliğinde böyle bir yerden anlamak gerekir Tomris Uyar’ı. Bilgisi, yaşam kültürü, sorgulayan ve tartışan kişisel özellikleri eserlerinde de kendini gösterir. Kadınlığını aşmış, bireyselliğini yaşamın merkezine koyan, kadın erkek eşitliğini içselleştirmiş özgür bir yazarın sesini duyarsınız. Kimileri bunu anlamaz, anlamak istemez, içten içe de kıskanır… İkinci Yeni’nin öykü yüzü nitelemesi ise fazlasıyla zorlamadır. Hatta birçok açıdan İkinci Yeni çemberinin içine almak imkansızdır. Ne imgesellik yüklüdür, ne soyutlama, ne de arasına dünyalar sığan boşluklar bırakır. Anlatımı açık ve nettir. Çok sayıda Borges çevirisi yapmasına rağmen büyülü gerçekliğe de, gerçeküstücülüğe de başvurmaz. Postmodernizmi ise yutturmacılığa çok açık bir alan olarak değerlendirir. Temiz bir Türkçeyle karşılar sizi, anlam açıklığının yarattığı berraklık ayrıntılara odaklıdır ve zihniniz buradan örgütler öykülerini. İçinde bulunduğumuz kitap Tomris Uyar’ın Gündökümleri’nin sonuncusu. 1995-1999 yıllarını kapsıyor. Yüzleşmeler adıyla sunulmuş okura ve Bir Uyumsuzun Notları diye de eklemiş. “Uyumsuzu” tanık olduğu olaylara ve gelişmelere ayak uydurmak istemeyişiyle açıklıyor. Kitapta uymak istemediği olaylara bolca yer verilmiş, güncel siyasi ve sanatsal gelişmeler, özel hayatından, anılarından, çevirdiği ve okuduğu kitaplardan aktarımlarla geniş bir yelpaze sunuyor. Bir bakıma eğitimini aldığı gazeteciliğin, çevirmenliğinin ve öykü yazarlığının kolajı niteliğini taşıyor. Kitabı kaçıncı kez okuduğumu hatırlamıyorum. (Kendimi uyumsuz hissettiğim anlarda bu kitabı okumak çekici geliyor.) Öykü kitaplarını hediye ettim ama bunu bıraktım. Her okuyuşumda Tomris Uyar’ın “aşk hastalığı” sözleri bütün aşıkları adına içime dokunur. Onca şiir boşuna mıydı?..diye düşünürüm… Ben bunu Cemal Süreya ve Turgut Uyar’ın bireysellikten kopuk aşırı sahiplenme –anlaşılan kıskançlık- yüklü aşklarına bağlarım. Öyle ki bir an kadının ayaklarının dibinden ayrılmamışlar. Cemal Süreya’nın şahsiyet rötarı zaten çokça bilinir. “Turgut, her an elinden kaçıracakmış gibi gereksiz bir kaygıyla yıpranacak; ben de hiçbir rekabetin söz konusu olmadığı bir alanda, boyuna birinci seçilmekten yorulacaktım.”
Yüzleşmeler
YüzleşmelerTomris Uyar · Can Yayınları · 199923 okunma
··
335 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.