Jane Austen'dan Jean Paul Sartre'ye ,Nietzcshe'den Colette'ye,onlardan Kazancakis'e kadar birçok düşünürün, edebiyatçının yaşamında ve çalışmalarında doğanın özelde bahçenin yansımalarının anlatıldığı tatlı, okunaklı bir felsefe kitabı. Mütevazı bir kitap. Etkisini de bundan alıyor. Ortaya çok çok büyük şeyler koymadan araştırmalar ve okumalar sonucu ortaya çıkan düşünceler bunlar. Hem öğretici hem de keyifli bir kitap.
Bütün bu sanatçıların ve düşünürlerin ortak noktası ise ,zihnin kendine ait yaşantısına saygı duymaları ve zihnin bahçeyle gelişip zenginlesecegini idrak etmeleriydi. Çünkü insan kendini doğada bulur. Doğada özgürleşir, kendi gibi olur. Kınayan, eleştirel gözle bakan, bizim hakkımızda fikir sahibi olduğunu iddia eden yoktur, orada. Dolayısıyla büyük eserlerde kendi kendineysen çıkar ortaya.