İlk bölümün adı 'yürümek' idi ve öyle felsefi, öyle düşünülerek kurulmuş cümleler vardı ki kitapta, beni ilk bölümden yakalamayı başardı diye düşündüm. Düşünsenize Oruç Aruoba okumayı seven ve yürümek metaforu ile başlayan üstelik düşündüren de bir kitap ile karşı karşıyasınız. Fakat bu muazzam heyecan ve his yoğunluğu bölümler ilerledikçe sönümlendi ve adeta bir hayal kırıklığına dönüştü. Beklediğim yürüme anlayışının ve hatta düşündürme potansiyelinin oldukça dışında seyretti. Bu sebeple kitap elimde uzun süre bekledi.
Bu kitaptan öğrendiğim, içeriğin kendisinden çok beklentinin gerçekleşmesi ve gerçekleşmemesi özelinde, çok büyük heyecanlar duyarak başlanılan işlerin veya heyecanların, düzenli bir sağlama yapmadan budur denmemesi gerektiği.