Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Hadi anlat," derdim sesimi buyurgan bir tona sokarak, "anlatırsan açılırsın." "Annemle babam..." derdi usulca. "N'olmuş onlara?" diye merakla sorardım. "Hemen her gece, ama her gece kıyasıya kavga ediyorlar," derdi Hamdi. Ben nedenini sorunca da, kimseciklerin bilmediği korkunç bir masaldan söz edercesine; "Şu ev hikayesi yüzünden," derdi. Derken de ağır ağır dili çözülürdü artık ve olup bitenleri, tıpkı bir film gibi anlatmaya başlardı. Bu filmde, geçimini duvarcılıkla sağlayan sinir küpü mü sinir küpü bir baba olurdu tabii yampiri yürüyüşüyle, kaderim diye onun kaderini yaşayan uzun boylu ve zavallı bir anne, babası tarafından çok sevilen küçük bir çocuk, Hamdi adında bıyıkları yeni terlemiş dalgın bir genç, bir de herkesin ezbere bildiği, ama kimsenin varıp kapısından giremediği hayali bir ev olurdu... Sonra Hamdi adlı gencin, biri yıllardır evinin önünde hiç kıpırdamadan oturup duran ve ikisinin de ne işle meşgul olduğu anlaşılamayan beş dayısı olurdu bu filmde, birkaç konu komşu, arada bir bazı sahnelerde görünüp kaybolan eli torbalı bir kadın ve onun ardı sıra gezinip duran birkaç köpek olurdu... Nedense oyuncuları belli olan bu filmi Sinemacı Şerif'in salonunda kaçak seyretmiş de hangi yarısını gördüğünü kestiremiyormuş gibi, anlatmaya nasıl ve nereden başlayacağını bir türlü bilemezdi Hamdi; lafı dakikalarca eveleyip geveler, film kopmuş gibi bir noktada ansızın susar, yüzünü çevirip endişeyle dedeme bakar, o sırada belki Sinemacı Şerif'in sakallı haliyle karşılaşmışcasına ürperir, sonra da konuya girip gönülsüzce sözü tekrar şu hayali eve getirirdi. Zaten filmdeki bütün sorun da, bir gün o evin hayal dünyasına inşa edilmesiyle başlardı.
Sayfa 175 - everest yayınlarıKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.