Külebi der ki; öyle zamanlarım oldu ki, yaşadığımı unuttum.Cahit Külebi'nin bütün şiirlerini içeren bu kitabını, Niksar belediyesinin düzenlemiş olduğu, Külebi şiir yarışmasına katılacağım için, onun şiirlerini anlamak, bilmek adına okudum. Bu aralar ilgimi çeken bazı edebiyat yarışmalarına katılıyorum. Sonuçların açıklanmasına daha zaman var. Bakalım hayırlısı.
Bu şiiri yazmak da nereden aklıma geldi bilmiyorum. Öylesine Külebi'ye yazasım geldi. Bari şurda burda kalmasın incelememe alayım dedim.
KÜLEBİ'YE ŞİİR
Külebi beş yaşında başladı şiire
Düşkün değil yazmaya, aklına eserse
Köyüydü, halkıydı, yurduydu şiirde teması
Basarız bağrımıza hepimizin evladı
Külebi dizeleriyle tabiatın resmini çizdi
Çiçekleri, ağaçları, denizi söyledi
Doğayı bütünledi insanlarıyla, türkü gibi
Sevinci, acıyı, özlemi söyledi
Külebi ince bilekli, badem tenli kadınlara hayran
Kadınlar kalemine dost, kalemine yorgan
Kilim gibi dokudu şiiri ilmek ilmek
Şimdi her bir şiiri gönüllerde gezinen seyran
ÇİLEM
Şiirde de söylediğim gibi Külebi şiirlerinde doğayı ve kadını çok kullanmış. Türkülerden, köyünden, halkından bahsetmiş. Benim en beğendiğim şiirleri
"Dost (Bir gece habersiz bize gel merdivenler gıcırdamısın)
Hikaye (Senin dudakların pembe, ellerin beyaz)" parantez içine şiirlerin başlangıçlarını aldım."
Ne yalan söyleyeyim bazı şiirlerini ise çok basit buldum. Hani çocuğun eline kalem versen o da yazardı. Bir mısrasında da şöyle diyor. "Okuyucu sana karşı mahcubum" belki kendi de hissetmiş. Belki de onlar ilk yazdığı şiirlerdendir. Çünkü bunu ben kendimde de farkediyorum. İlk kalemi elime alıp yazdığım şiirler ile son yazdıklarım arasındaki farkları görüyorum. Yani olabilir çokta takılmayalım. Yine de şans verilmesi gereken yazarlardan olduğunu söyleyerek incelememi sonlandırıyom.
Şiirle kalın...