Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çilem

Çilem
@cilem84
Okur-Yazar *Biz acıyla hemhal olmuşuz derttaş Kalemimizin can bulması bundandır. Çilem *Tebessümlerim var benim her sıkıntıya EYVALLAH diyen. WATTPAD HESABIM wattpad.com/user/cilem84
Sabitlenmiş gönderi
Yazmış olduğum kitaplar
Selamünaleyküm hayırlı geceler arkadaşlar fotoğraflardaki çalışmalar benim wattpad uygulamasında yayınladığım kıymetli kitaplarım. Okuyucularım tarafından oldukça beğenilen, birçok okuma, yorum ve beğeni alan kitaplarımı sizler de okumak isterseniz wattpade beklerim. Kitaplarımı bastırmadım şu an sadece wattpadde yazıyorum. Kısmet belki bir gün kitapta olur şimdilik bilemiyorum. wattpad.com/user/cilem84 Wattpad hesabım bu üzerine tıklarsanız kitaplarıma ulaşabilirsiniz. Teşekkürler 🌿🌼
Reklam
:D
Bir yerde de biz çocuklar alayı bir erik ağacının bütün meyvelerini topladık. Ceplerimize doldurduk. Marifet yapmışım gibi en çok ben topladım diye anneme gidip haber verdim. Fena halde kızdı. Bir tane bile yemeden götür at, dedi. Buna hayret ettim. Fakat tabii emre de itaat ettim. Çocuklara, “Erikleri yiyemeyeceğiz, gidelim münasip bir yer bulalım da atalım” dedim. Herkes bir akıl söyledi, en nihayet benim bulduğum yeri hepsi muvafık buldu. Hanın alçacık bir taraftaki damına çıkarak bacadan aşağı atmak... Bunu, avuç avuç atarak gülüşmelerle yaptık. Meğerse burası han sahibinin odasıymış. Herif eriklerinin toplanıp bacasından odasına atılmasına hayret etmiş, korkmuş, dualara başlamış, kimseye söylememiş. Belki Hızır attı diye... Ertesi günü biz giderken mesele meydana çıktı. Herkes gülüştü.
Okul hayatı :D
Herkesi güldüren bazı çocuklar da vardı. Sıraya bir parça pestil yapıştırır, ileri geri sallanarak hem dersini ezberler hem de pestili bir kere yalardı. Bir kelime ders ve bir pestil yalaması herkesi güldürürdü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Vazifenizi insanca yapacak bir şekil bulun.
112 syf.
10/10 puan verdi
En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları
En Güzel Nasreddin Hoca FıkralarıNasreddin Hoca
8.6/10 · 95 okunma
Reklam
Kazım Karabekir'in babası
1306 ’da Hicaz alaybeyliğine naklolundu. Beraber bu seyahatleri yaptık. Üç sene kadar Mekke ’de vazife gördü. 1309 ’da koleradan vefat etti. Mezarı Mekke ’de, Cennet-i Muallâ ’dadır. Babamı iyice hatırlıyorum. Pek kuvvetli bir vücuda ve bir seciyeye malikti. Güzel ata biner ve kılıç kullanırdı. Fakirlere çok acır, yetim çocukları himaye ederdi. Tasarrufa ehemmiyet vermezdi. “Ben çocukken evimden, köyümden ayrıldım, varlığımı kendi azmimle kazandım. Hazıra konanlardan kuvvetli seciyeli kimse az çıkabiliyor. Çocuklarımın da benim gibi yalnız kendi varlıklarına güvenebilmeleri için kendilerine bir servet bırakmayı düşünmüyorum. Sağlığımda kimsesizlere, düşkünlere yardımı daha ziyade arzu ediyorum” derdi. .. Babam hediye bile kabul etmezdi. “Vazife başındaki insanlar çöp bile almamalıdırlar” derdi. Namazını, orucunu terk etmezdi. Kırım Seferi ’nde ve gençliğinde eda edemediği namazlar için de beş vaktine beş katardı. Kaza ve kadere tamamıyla inanırdı. Fakat şahsın irade-i cüziyesi olduğundan azim ve iradesiyle hayatını istediği istikamette yürülebileceğine de kani idi. Babamın bende bıraktığı intiba tam bir “Türk modeli” olmasıdır. Sözüne sadık, samimi, vazifesine düşkün, herkesin iyiliğini ister, yalan-dolandan hoşlanmaz, riya bilmez, imanı gibi vücudu da salabetliydi.
Babam ve annem pek dindar, tam bir aile saadetini bilir, kuvvetli seciyeli insanlardı. Babam, Mevlevi tarikatına da mensuptu. Ney ve güzel sese meclûb imiş.
Kırım Seferi ’ne giderken babam 16 yaşındaymış. Harp için asker yazmak üzere Kasaba ’ya memurlar gelmiş. Halk, çocuklarını saklamış. Kimi öldü, kimi hasta diyerek asker vermemişler. Dedem, bu halden pek müteessir olmuş, haykırmış: “Bu köyün şerefi var! Eskiden yüzlerce gönüllü sipahi sevine sevine cenge giderken bize ne oldu da şimdi herkes çocuğunu kaçırıyor... Bu devletin namusunu kim kurtaracak? Yazıklar olsun!” Sonra da 18 yaşındaki oğlunun kolundan tutarak memurlara, “Yazın Mehmet ’imi defterin başına birinci gönüllü!” diyerek, halka örnek göstermiş.
Daha rüşdiye (ortaokul) sıralarında iken hayatımı yazmaya başladım. Başıma gelenleri muntazaman kaydetmekle lezzet duyuyordum. Sonraları günü gününe hayatımı not etmeye başladım.
Herkesin hayatı, mükemmel bir tarih parçasıdır. Hele çocukların ibret alacağı güzel bir kitaptır. Şahsının ehemmiyetine göre böyle bir kitap bütün vatan evlatlarının da istifade edebileceği hakiki bir rehber olabilir. Ne idik, ne olduk? Mutlak bilinmelidir.
Reklam
“Vatandaş! Yanlış bilgi felâket kaynağıdır. Her işin evvela hakikatini ara ve öğren! Sonra münakaşasını istediğin gibi yap! Birincisi vicdanına, ikincisi seciye ve irfanına dayanır” Kazım Karabekir Paşa Vakfı
Sunuş Yazısından
Kâzım Karabekir Paşa herkesin hayatından çıkarılacak bir ders olduğunu, bu nedenle gelişmiş toplumlarda olduğu gibi, herkesin hatıratını yazması gerektiğini belirtir. Bu düşünce ile küçüklüğünden kalp krizi sonucu hayata veda ettiği güne kadar yaşadıklarını kaleme almıştır. “Hayatım” isimli bu kitapta, daha Rüştiye sıralarında tutmaya başladığı günlüklerinin 1907 yılına kadar olan kısmını sonradan kitap haline getirmiştir. Bu kitapta okuyucu, Kâzım Karabekir Paşa’nın kişiliğini oluşturan aile geçmişini, çocukluk hikâyelerini, 1907 yılına kadar Osmanlı Devleti’nde olup bitenler karşısında düşündüklerini izleme imkânına kavuşabilmektedir.
Vazifelerin yerine getirilmesinin kahramanlık olmadığına; kahramanlığın, vazifenin bittiği yerde başladığına ve vatan hayrına en aziz varlıkların fedasının sona erdiği yerde tamamlandığına inanan Kâzım Karabekir Paşa’nın hayatı, kişilerin ibret alacağı tarihi bir örnektir.
Bu dünyada herkesin hayatı, kendi hatırasında bir resimli kitaptır. Eğer bunu yazmazsa, kendisiyle beraber silinip gidecektir. Kalacak üç-beş mühim hatıra da, yakınları tarafından mahiyeti değiştirilmiş, birer masal olacak, kimseye faydası değil, belki de zararı olacaktır.  Herkes kendi kitabını yazmalı, okunması herkes için faydalı görülenler ise mutlaka tab ve neşr olunmalıdır. 
21,8bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.