Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Keza Taberi, Tarihu'l Umem isimli eserinin giriş kısmında, aynı minvâlde şunları kaydeder: “Bu kitabımızda okuyan ve duyanın -sıhhatli bir yönünü veya gerçek manasını bilmediğinden dolayı karşı çıkıp çirkin göreceği rivâyetler olabilir. Ancak bilinmeli ki bunlar bizim tarafımızdan ortaya atılmış rivâyetler olmayıp bizden önceki bazı nakilcilerden bize ulaşmıştır. Biz de bunları olduğu gibi naklettik.”(Taberi,Tarih,1/5) Taberi, ibaresinin devamında takındığı esnek tavrı şöyle gerekçelendirir: “Zira biz bu kitabımızdaki rivâyetleri delil olarak telakki edip bunlarla ihticâcta bulunmayı kastetmedik.”(Taberi, Tarih,1/4)
··
722 görüntüleme
Muhammed Ali okurunun profil resmi
Muhibbuddin el-Hatib bu konuyu çok güzel bir şekilde ifade etmektedir: “Taberi ve onun gibi güvenilir (sika) âlimlerin zayıf rivâyetleri derleyip zikretmesi günümüzdeki yargı mensuplarının durumuna benzer. Günümüzde yargı mensup. ları, bir meseleyi araştırmak istediklerinde konuyla ilgili elleri.ne geçen her türlü malzemeyi, -bir kısmının zayıf ve geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen-,toplayıp biriktirirler. Böyle davranmalarının nedeni bütün bilgilere eşit derecede güvenmeleri değildir. Aksine, sonradan her şeyin hak ettiği kıymete göre değerlendirileceğine inanmalarıdır. İşte Taberi ve seleften büyük Tarihçiler de cüzi ve mevzii bir açıdan bile olsa, bazı bik gileri kaçırabiliriz endişesiyle, râvisinin zayıf olduğunu bildikleri halde, ellerine ulaşan pek çok zayıf rivâyeti nakletmeyi ihmal etmemişlerdir. Ancak bunu yaparken, her rivâyeti, râvi zinciriyle (sened) birlikte zikretmişlerdir. Bu zincir sayesinde okuyucunun, haberin sahih veya zayıf oluşunu râvilerin güvenilir veya güvenilmez oluşundan çıkarmasını hedeflemişlerdir. Onlar böyle yapmakla, emaneti edâ ettiklerine ve ellerine ulaşan her şeyi okuyucularının önüne serdiklerine kanaat getiriyorlardı.”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.