Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Peki biz medeniyet olarak hangi kisimdayiz...
Bizden önceki medeniyetlerin gelişme ve çökme dönemlerini genel hatlarıyla gözden geçirirsek ne görürüz ? Bu medeniyetlerin başlangıcında göçler, istilalar , fetihler yüzünden çeşitli kavimlerin bir reisinin yönetiminde toplandıklarını görürüz. Çeşitli inançlara ,dinlere mensup bu insanlar arasında bir reisin ortaya koymuş olduğu yarım bilinen kanunundan başka hiçbir ortak bağ yoktur. Bu karmaşık kalabalıklarda kitlelere has psikolojik karakteristik özellikler en yüksek derecede bulunur. Kahramanlıkları ,zayıflıkları, galeyanlar, şiddetler gibi bütün bu karakteristik özellikler onlarda geçici olarak toplanır. Bunlarda hiçbir şey sabit değildir ve bu kavimler barbardırlar. Sonra zaman kendi işini görür .Cevrenin aynı oluşu ,birbirleri ile olan ilişkilerin tekrarı ve devamı ,ortak yaşamın zorunluluğu yavaş yavaş etkisini gösterir. Birbirine benzemeyen ünitelerin bir araya yigilmasi ve birbirinin içinde erimesi ile ırk oluşumu başlar. Yani ortak hisler ve karakteristik özelliklere sahip ve sonra irsiyetin etkisi ile meydana gelecek bir topluluk ortaya çıkar. O zaman kitleler bir kavim oluşturur ve İşte bu kitle barbarlıktan çıkacaktır. Bununla beraber ancak uzun gayretlerden, kesintisiz mücadelelerden ve sonsuz baştan başlamalardan sonra bir ideal kazanmış olacaktır. Burada idealin dogal önemi söz konusu değildir. Bu ideal ister Roma mezhebi, ister Atina dini, ister Allah'ın zaferi olsun oluşum yolunda bulunan ırkın bütün medeniyetlerini tam bir hisle bir düşünce ile birlikte birlik halinde tutacaktır. İşte o zaman ilişkileriyle, inanc sistemleriyle , sanatları ile yeni bir medeniyet doğar. Kendi rüyasıyla sürüklenerek şaşa, güç ve azamet veren faktörlerin hepsini yavaş yavaş kazanır . irk bazi durumlarda süphesiz kitle durumuna girer. Fakat bu kitlelerin kararsız ve değişken karakteristik özellikleri arkasında o sağlam temel ,yani bir kavmin sarsılmasını önleyen ve tesadüflere hakim olan ırkın ruhun bulunur. Burada ,bu yaratıcı etkinliğini icra ettikten sonra zaman, ne ilahların ne de insanların kendilerini kurtaramadığı tahrip isi başlar. Kudretin ve giriftligin belli bir seviyesine eristigi zaman medeniyet artık ilerleyemez olur, İlerleyemez olunca da hızla çökmeye mahkumdur. Kaçınılması mümkün olmayan bu saatin gelmiş olduğu, irk ruhunun korunmuş ve devam ettirmiş oldugu idealin zayıflaması ile anlaşılır. Bu ideal solunca ilham vermiş olduğu bütün dini, siyasi ,toplumsal temellerde sarsılmaya başlar. İdealinin yavaş yavaş sönmesi ile irk, düzenini , birlik ve kuvvetini oluşturan şeylerin hepsini kaybeder. Fert şahsiyeti ve zekası ile büyüyebilir, fakat aynı irkin kollektif bencilliği yerine, karakterinin yok oluşu ve pratik kabiliyetinin azalmasıyla birlikte ferdi bencilliğin fazla gelişmesi yer alır. Bir Birlik , bir blok teşkil etmiş olan kavim nihayet aralarında bağlantı olmayan bir süre anneannelerin ve kurumların zorlamasıyla ayakta duran bir bireyler durumuna gelir. işte o zaman çıkarları ve eğilimleri başka olan ,aralarında ayrılık bulunan ,kendilerini idareden aciz İnsanlar en küçük işlerinde birileri tarafından idare edilmeye isterler. O zaman devlet, yutucu nüfusuyla işe başlar. Eski idealin kesin olarak kaybolmasıyla, irk, nihayet ruhunu da kaybeder. O artık aralarında bireysel irtibat olmayan bir insan sürüsüdür ve başlangıç noktasında ne idiyse tekrar o hale gelmiştir, bir kitle olmuştur. O zaman kitlerinde dayanıksız ve yarınsız bütün geçici karakteristik özelliklerini gösterir. Medeniyetin artık hiç bir sabitligi kalmaz, bütün tesadüflerin oyuncağı olmuştur. Orada ayak takımının hakimiyeti başlar ve barbarlar etrafını sarar. Bu halde bile medeniyet parlak gibi görünür. Çünkü uzun zaman bir görece yaratmış olduğu dıştan görünüşü muhafaza eder, ancak hakikatte hiçbir şeyin takviye edemeyeceği ilk kasırgada çıkacak olan çürümüş bir binadan başka bir şey değildir. Bir ideali takip ederek barbarlıktan medeniyete geçmek, sonra bu ideal kuvvetini kaybedince çözülmek ve ölmek . işte bir kavmin hayatına ait cemberi bundan ibarettir.
Sayfa 165Kitabı okudu
·
776 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.