lucia kendi kendine güldü. “bu iyidi, kurtadam.”
macrieve irkilmiş görünürken suskunlaştı. “ilk defa güldüğünü duydum.”
“ve?”
“ve artık duymadan rahat edemem.” lucia’nın üstüne atlamış, gülmekten tiz bir ses çıkarana kadar onu gıdıklamıştı.
lucia’nın içinden ona her şeyi söylemek geliyordu. özellikle de macrieve onu göğsüne, kollarının arasına sıcakça bastırıp, “beni içeri al, lousha. sırlarını bana aç.” diye mırıldandığında.