Gönderi

Abdulkadir akyol yorumladı.
Kıssalar bağlamında Allah-İnsan-Tarih İlişkisi
Kur’an’daki anlatıma göre birçok halk zulüm diye ifade edilen tutum ve davranışlarından dolayı helak olup gitmesine karşın İsrailoğulları kendilerine gönderilen onca vahye rağmen kimi zaman buzağı heykeline tapınmaları, kimi zaman Hz. Musa gibi bir peygambere, “Sen ve tanrın beraberce gidin [o zorba halkla] savaşın” (5.Mâide 24) demelerine, kimi zaman kendi peygamberlerini öldürmelerine, yani kısaca zulmün, isyankârlığın ve nankörlüğün hemen her çeşidini icra etmelerine rağmen topyekûn helak edilmemişlerdir. Bu durum ister istemez şöyle bir soruyu akla akla getirmektedir: Âd, Semûd, Ress gibi birçok halk tarihin muhtelif dönemlerinde topyekûn helak edilirken ve galip ihtimalle bebekler, çocuklar gibi nice masumlar da bu helakten nasibini alırken, Tanrı aynı helak yasasını söz konusu halklardan daha büyük suçlar işledikleri su götürmez olan İsrailoğulları’na niçin uygulamadı? Yahut tanrısal yasanın (sünnetullah) işleyişinde veya en azından ilâhi helak prosedüründe böyle bir değişikliği iktiza eden, dolayısıyla Tanrı’nın özellikle Musa’dan itibaren sürekli olarak İsrailoğulları’yla meşgul olmasını gerektiren sebep neydi?
ANKARA OKULU
··
332 görüntüleme
Abdulkadir akyol okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
Bu ülkede ihaneti din edinen ilahiyatçı akademisyenler vardır. Bunlardan birisi de maalesef #Prof. Mustafa Öztürk'tür. Geçen yıl bir konuşmasında Allah'a ve Peygambere açıktan hakaret etmiştir. Aşağıdaki videoda açıkça bu hakaretleri kendisinden duymak için 27. dakikadan sonrasını dinlemek yeterli. Aşağılık hakaretlerini anlamak için alim veya hoca olmaya gerek yok. Azıcık Müslüman olmak yeterli: youtu.be/qTZ7JzvH51U
Bahtiyar USTA okurunun profil resmi
Alıntıyla ilgili bir yorumun varsa yaparsın yoksa susarsın. Biz Mustafa Öztürk’ü dün tanımadık. O yüzden alıntı dışı yorumlarını kendine sakla.
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.