Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

195 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
bizim köyün gerçekleri
1000kitap’daki incelemeleri okumadan önce mahmut makal’ın hayatını tekrar araştırdım. birçok okuyucu yazarın hayatından bahsetmiş ama ben yine de kendim için bir özet geçmek istiyorum. 1930 yılında aksaray’da dünyaya geldi. 1943 yılında ivriz köy enstitüsü’ne başladı. 1947’de mezun olup aksaray nurgöz köyünde altı yıl öğretmenlik yaptı. edebiyata şiirle başlayan makal, öğretmenlik yıllarında yazdığı yazıları varlık dergisinde köy notları başlığıyla yayımladı. 1950’de yazılarını kitaplaştırdı. kitap, köyleri ve köylüyü bolluk bereket içinde sananların, köy yaşamını romantize edenlerin ve sorunları görmezden gelenlerin tepkisi çekti. kitabının bir roman olmadığına dikkat çeken makal, alt başlıklar halinde yaşadıklarını çok iyi bir gözlem ve düşünce süzgecinden geçirerek yazmış. genç yaşında zorluklar içinde öğretmenlik yapmaya çalışırken bir de toplum baskısı ile tek başına savaşmış. bizim köy okuyanı hem hüzünlendiren hem de sinirlendiren bir kitap. halkın yaşadığı yokluk bir yanda, içlerinden çıkan şark kurnazları halkı daha da zor duruma sokuyor. okuyan kendini öğretmenin yerine koyuyor ve “ben olsam yapabilir miydim? ne yapardım?” dedirtiyor. ben olsam yapabilir miydim bilmiyorum ama makal’ın genç yaşında yaptığı bu öncülük cezasız kalmamış ve sansürlere, cezalara maruz kalmış. e tabii bizim ülkemizde iyi şeyler cezasız kalmaz. hemşire olmamdan kaynaklı belki de bilmiyorum ama sağlık sorunları ve insanların yaşam koşulları okurken içimi daha da sıktı. en temel ihtiyaçlarını gideremeyen halk, çocuk ve anne ölümlerinin ayyuka çıkması, temiz gıda ve suya erişimin olmaması okurken çok üzdü. bu sorunları yaşayan biri bunları anlattığı zaman bunları düzeltmek yerine yazan insanın cezalandırılması insan sevgime ket vuruyor. kitapta dikkatimi çeken, bugün çok da değişmeyen konu ise dinin sömürü için kullanılması. değişen tek bir şey mi olmaz? insanımız aklımı kullanmayı öğrenemez mi? yok. aynı hesap devam. •“Din işleriyle ilgili olmayan yazı olsun, söz olsun, kitap olsun, köylünün gözünde hiçtir. Bakmayın öyle her okunan şeyi dinlediklerine, bazılarına iyi, bazılarına kötü demelerine ve okunanlarla ilgilendiklerine. Sonunda hemen şu sözü yapıştırırlar: "Esasta bize bunlar ilazım değil. Fakat devir böyle getiriyor. Kulaktan geçirmeli bunu. Asıl öteki..." Hiç dedim, ama tam anlamıyla hiçtir dinle ilgili olmayan her şey. Elime bin güçlükle geçirdiğim üçbeş kitap gözlerinde büyüyor:”• •Bizim köylü, dine hizmet için yaratılmış. Ama dinin birlik, dirlik, sevgi, saygı gibi, insanları günlük yaşamlarında ve ilişkilerinde doğruluğa, olgunluğa götürücü yanlarına ilgi göstermezler. "Kalpte şükür, dilde zikir... "Örneğin aptes temizliktir, deriz. Oysaki, burada adam aptes alıyor, elinin ayağının kiri şöyle bir ıslanıyor, sonra yeniden kuruyor. "Yahu, aptesten amaç temizlik" demeyegör, "Gâvur oldun işte" diye yapıştın verirler.• alıntılarda da gördüğünüz üzere kitapta şiveler aynen kullanılmış. o yüzden okurken biraz sözlük karıştırmanız gerekebilir. okurken zorlayabilir ama pes etmeyin. bizim köy’ü okuyun, okutturun arkadaşlar.
Bizim Köy
Bizim KöyMahmut Makal · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,192 okunma
·
809 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.