Kitabı okurken kulaklarımda Livaneli'nin Karlı kayın ormanı şarkısı çınlayıp durdu. Şarkı da kitap da bende aynı arada kalmışlık, özlem, hiçbir yere ait olamama hissiyatını verdi. Şarkıyı dinlerken hissettiklerim kitapta vücut bulmuştu sanki. Bunda yazarın bir dönem siyasi yasaklı olup yurtdışında yaşamasının etkisi de büyük. Kitapta 80 sonrası siyasi mülteci olarak İsveç'e giden kahramanımızın ruhsal sorunları nedeni ile yattığı hastanede ölmek üzere olan işkencecisi ile karşılaşıp , iç hesaplaşması anlatılıyor. Ölüm, adam temaları kedi figüründen daha fazla işlenmiş. Kahramanımız kedi gibi olmaya karar verse de ne kadar kedileştiği tartışılır. Siz aynı durumda kalsanız intikam mı yoksa insan olarak kalma, acıma duygunuz mu daha ağır basardı? Mülteci tartışmaları yapıldığı bu dönemde bir solukta okunacak bir kitap . Kime mülteci dersiniz ? Kalmak mı zor gitmek mi ? Yazar diğer kitaplarından farklı olarak hem yazar hem de kahramanın gözünden olayları ele almış ve 2 farklı hikaye okur gibi oluyorsunuz.