Albert Camus'nun Veba'sını okuduktan sonra bu konudaki hiçbir kitap onun kadar etkileyemez beni, ancak belki vebanın kendisi. Zaten kitabın da çok iddiası yok. Bence yazar vebanın kendisinden çok veba yüzünden topluca imha olan medeniyetin ardında kalan yaşam kırıntılarını anlatmak istiyor. Çeşitli sebeplerle gerek gerçek gerek kurgusal yolla oluşan bu toplu imhanın, medeniyetin yok oluşunun izlerini birçok kitapta gördük: Veba, Körlük, Cesur Yeni Dünya vb. Bu sebeple aşina olduğum bir atmosferi okudum. Kısa kitapları pek sevmesem de (eskiden hikaye olarak adlandırılan metinlerin günümüzdeki satış stratejisi olarak her birinin ayrı bir kitap olarak basılması yüzünden) yine de güzel bir kitaptı diyebilirim. Jack London'ın yalın ve yormayan dilini herkes sevebilir...