Ahmet Arif Leyla ERBİL’e 23 yıl boyunca mektuplar yazdı. Canım,leylam,kardeş, diye başlayan mektuplar. Şiirler yazıyordu,dergiler,kitaplar gönderiyordu. Sen,osun çünkü. O,şâir,dost,en sevgili ve en kardeş…başka türlü olamaz…diye sürüp giden bir serüven. Cemal SÜRAYA eşi hastanede yatarken Zuhal’im,hayat!
Hayatımsın diye başlayan ve ziyaretinde eşinin baş ucuna bıraktığı mektuplar yazıyordu. O gün eşinin sevdiği sokakları dolaşıyor,kahvelere gidiyor,denizi gözlüyor gördüklerini eşi için yazıya döküyordu. O da şiirler yazıyordu,kitaplar,dergiler topluyordu eşine. Halil CİBRAN Mısırlı May Ziyade’ye 19 yıl boyunca mektuplar yazdı.Onunla mektuplar üzerinden edebiyat konuştu,sanat konuştu,şiir konuştu. Bir an olsun bile bir araya gelmediler. Edip CANSEVER 14 yıl boyunca Alev Ebüzziya’ ya “Alevli esmer derinlik” diye başlayan mektuplar yazdı. Şiirler paylaştı,edebiyat konuştu onunla. Luis ARAGON Fransa’nın meşhur şairiydi. Elsa’ya deli gibi aşıktı. Derinliğinde kendini yitirdiği gözler için “Elsa’nın gözleri”diye bir şiir yazdı.
“Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm
Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde”
Zamanlar, mekanlar değişse de bu duygu hiç değişmedi.Bu insanların bir kısmı hiç kavuşmadı,kimisi kavuştu ama mutlu olmayı beceremedi. Tek istekleri vardı hepsinin;ister sevgili olsunlar, ister eş , isterse dost yeter ki UNUTULMASINLAR. Çünkü hiç bir şey unutulmak kadar acı verici değildi.(H)