Gayet akıcı ve anlaşılır, tâbii eski Türkçeye hâkim olanlar için. Hep bir şüphe hep bir tereddüt hâli aksedilmis. Yoğun bir kendine doğru kaçış hâkim gibi. Peyami Safa'nın sanırım en rağbet gören romanı. Sayfa sayısı az olmasına rağmen (200 sayfa), öyle bir okuyuşta bitirilebilecek bir kitap değil, çünkü dili o kadar sade değil, yukarıda da belirttiğim gibi ancak eski dile hâkim olanlar bir solukta okur. Mütareke yıllarından sonraki toplumun içine düştüğü ruhî bunaltılar, manevi yorgunluk, ahlâki bocalamalar, bireysel sorunlar, bir tereddüt içinde yaşama yaklaşma, kimsesiz hürriyetler vs. çok derin işlenmiş. Muallâ ve Vildan karakterlerinden Muallâ Vildan'ın tam tersi bir karakterdir. Ama nedense Vildan'ın ahvali çok daha burktu içimi. Sır külçesi bohem Vildan, tam olarak kim olduğu belli değildir. Yazar Vildan'ın hayatını kendi hayatına benzetir. Aynı zamanda çelişik olması yazarı hep bir şüphe ve tereddüte iter. Vildan daha sonra sırra kadem basıp ortadan kaybolunca, yazar bir müddet sonra Muallâ'yı da Vildan'ı unutur. Bu sırada Muallâ ise hâlâ tereddüt içindedir çok etkilendiği yazarla evlenip evlenmeme konusunda. Bilmiyor ki yazar çoktan toz olup kendine doğru uçtu....